Türkiye Batılı olma adına Batıda olan kurum ve kuruluşların benzerlerini ülkede inşa etmek için yoğun bir çaba içerisinde.
Batı desteğiyle başlayan bu örgütlenme biçimi AB’ye katılım sürecinde çok daha gelişti ve çıkarılan yasalarla bu tür faaliyetler hız kazandı.
Gelin görün ki, bu uğurda ülke “adı var, kendisi yok” olan, hiçbir işe yaramayan sivil kuruluşların ve (sözde) meslek odalarının, sendika ve derneklerin çöplüğü haline dönüştü. Bu sayede de binlerce insan hem makam sahibi oldu, toplumda değer buldu ve hem de buralardan nemalanmakta.
Sormak gerek; demokrasi adına varedilen ve birer çiftliğe dönüşen bu yerler kapatılsa ne olur, ne kaybederiz?
Bu sorunun cevabı çok basit; yarım asra yaklaşan ticari hayatımda bu gibi kurum ve kuruluşların zerre yararına şahit olmadığım için kapatılmaları halinde hiçbir şey kaybetmeyiz, hatta makamlar üzerinden iş çeviren bu gibi fuzuli adamlar ortadan kalktığı için gönlümüz rahat olur. Bunların zırvalıklarına da katlanmak zorunda kalmayız.
Batıda oldukça önemli işlevlere sahip olan bu tip kurum ve kuruluşların ülkemizde neden bu halde olduklarının çeşitli nedenleri var. Bu olumsuz nedenleri ortadan kaldırıp, bu kurum ve kuruluşları Batıda olduğu gibi sistemin aktif unsuru haline getirmek mümkün mü?
Bu soruya olumlu cevap vermek oldukça zor.
Toplum öyle kirlenmiş ve öyle cahil, çıkarcı adamlar makam ve mevki sahibi olmuş ve sıkıca o yerlere yerleşmiş ki bunlardan kurtulmak oldukça zor.
Üstelik, ülke olumlu bir değişim yapabilecek bir potansiyele de sahip değil. Ne varsa birbirinin benzeri.
Bunun böyle olduğunu anlamak İçin çok şeyler bilmeye gerek yok. Bu konuda (eleştirel yazılar dahil)yazılıp, çizilenlere bakın ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.
İçinde bulunduğumuz tablo hakkında yazılanlara bakınca gördüklerimiz hiç umut verici değil.
Yok o iyi değilmiş de, öbürü fena değilmiş de, yok ona karşıymış ama bunun da yanında değilmiş de vs vs gibi saçmalıklarla her yöne mavi boncuk dağıtanlar oldukça bu devran böyle gider, hiçbir şey değişmez.
Her ilin insan potansiyelinin durumu birbirine benzese de sanırım hiç biri bu konuda Rize’nin eline su dökemez.
Çok açık söylüyorum; Rize birçok yönüyle umutsuz vaka..!
Adnan ONAY