Makale:Adnan ONAY
Dünyanın birçok yerinde ayrılıkçı terör örgütleri yönetimleri altında bulundukları devlet güçleriyle çatışmaktalar. Bu çatışmaların bazıları iç savaşlara yol açmış durumda.
Ayrılıkçı teröre yol açan çeşitli nedenler var. Gelişmiş demokrasilerde bu sorunlar en aza indirgenip, çatışma ortamlarından uzaklaşılması hedeflenir.
Çünkü; iç çatışmalar demokrasiden uzak ortamlardan beslenirler. O nedenle demokrasiden yana olanlar, çatışma ve savaştan yana değil, barıştan/iç barıştan yana olurlar.
Batı destekli PKK terörü 50 yıldır ülkemizin ilkil sorunu. Ülkemize nice acılar yaşatan 1980 ihtilali PKK’nın da önünü açtı. PKK’nın terör gerekçesi Kürtlere inkâr politikaları uygulandığı yönündeydi. İktidarlar bu gerekçeleri azaltmak için adım atmak istediklerinde bunun bölücülüğe prim vermek olduğunu ileri sürenler güvenlikçi politikalarla PKK’yı yok edebileceğine inandılar ancak dış desteklerle palazlanan terör örgütü konjonktürden de yararlanarak varlığını devam ettirdi.
İlk kez Özal’ın çözüm odaklı yaklaşımı üzerine PKK, silahlı terörden uzaklaşma sinyalleri verdi ancak Özal’ın bu girişimi suikaste uğramasına yol açtı. Kuşkulu ölümü de arkada bu yönde çeşitli soru işaretleri bıraktı.
Özal’ın barışçıl, demokrasi odaklı çözüm arayışı Ak Parti’yle birlikte yeniden gündeme geldi. Ak Parti iktidarı birçok yasağı kaldırmanın ötesinde çözüm süreciyle sorunu tümüyle ortadan kaldırmayı denedi. Ancak, ABD aparatı FETÖ destekli kirli güçler buna engel oldu ve süreç akamete uğradı.
Yıllar sonra yeniden terörü sonlandırmak için önemli bir ivme yakalandı. Bu kez güvenlikçi politikaların önde gelen siyasi partisi MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli çok büyük risk alarak öne çıktı ve PKK’ya barış eli uzattı.
Terör örgütü liderine örgütü feshetme çağrısında bulundu. Bunun için Meclis’e gelip, DEM Grubunda açıklama yapmasından bile bahsetti.
Devletin derinlerinden geldiği belli olan bu ses Öcalan tarafından da desteklendi ve Öcalan, örgütüne fesih çağrısında bulundu.
Gelinen noktada terör örgütü Öcalan’ın çağrısına uyduğunu göstermek için sembolik olarak 30 kişilik terörist gurupla basın önünde silahlarını yaktı..
Bu sembolik silah yakma gösterisinden sonra terör örgütünün bölgedeki tüm uzantılarının nasıl silahtan arındırılacağı ve militanlarının geleceğinin ne olacağı gibi konular gündemde. Anlaşılıyor ki henüz işin başındayız ve önümüzde önemli ve zorlu bir süreç var.
Görülüyor ki, bu süreci siyasetin bazı unsurları akamete uğratma hesabında. Oysa, ilk günden itibaren sağ/sol siyasetin yapması gerekeni barış yollarını açmaktı. Zira, Demokrasiyi benimseyen her siyasetçi her şartta barış için çaba sarfetmeyi amaç edinir. Bu demokratlığın, hümanistliğin, dindarlığın gereğidir. Barıştan rahatsız olan siyasetçilere bu sıfatların hiçbiri yakışmaz..!
Bu yeni sürecin arkaplanında bazı emperyal hesapların olabileceği elbet bir gerçek. Böyle bir ihtimal nedeniyle barışa düşmanlık edenler aslında ülkeye düşmanlık ediyorlar.
Siyaset bir araya gelip, emperyal hesapları nasıl altederek barış iklimini güçlendireceğini düşünmeli. Onlara düşen sorumluluk bu..
Yeni sezon hazırlıklarını sürdüren Çaykur Rizespor, Erzurum Palandöken Yüksek İrtifa Kamp Merkezi'nde çalışmalarına hız kesmeden…
15 TEMMUZ Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla Rize Valisi İhsan Selim Baydaş bir mesaj…
AK Parti Rize İl Başkanı Yılmaz Katmer, "Terörsüz Türkiye" sürecine ilişkin, açıklamalarda bulunularak “Bu süreçte,…
Emniyetten kaçakçılara ağır darbe: Binlerce Makaron ve Kaçak Ürün Ele Geçirildi.4 kişi hakkında adli işlem…
Zafer Partisi Rize İl Başkan Vekili Alihan Kandiş, yaş çay üreticisinin birinci sürgünde yaşadığı sıkıntıların…
Türk futboluna adını gönül bağıyla yazdıran, sahadaki duruşu ve centilmenliğiyle hafızalarda yer edinen Hürrem Bostan,…