Categories: RİZE

Hukuki bir düzenleme olmadan bu sorunlara kalıcı bir çözüm bulmak zor

Son 3-4 aydır, Türk çaycılığının karşılaştığı zorluklara bir nebze olsun dur diyebilmek amacıyla bireysel bir çabayla yola çıktık.

Bu süreçte, sosyal medya ve yerel basın aracılığıyla konuyu gündeme taşıdık. Her yazıdan sonra, hem sektörden hem de tüketicilerden aldığımız geri bildirimler, tespit ettiğimiz sorunların gerçekten Türk çayının temel problemleri olduğunu ortaya koydu.

Amacımız, son 20 yıldır devam eden kötü gidişata dur demek ve belki de bir toplum hareketiyle, çay tiryakileri ve üreticilerin katkısıyla bu sorunu çözmek.

Ne yazık ki, maalesef sorun kötü hasatla başlıyor; kötü hasadı destekleyen yanlış yaş çay alımları, hem Çaykur hem de özel sektörün ortak sorumluluğunda bu alımlar devam ettikçe çayımız ucuzluyor ve değer kaybediyor.

Bu bağlamda tabi iki siyası otoritenin de yaş çay alımında denetimi serbest bırakma algısı da sorunun ana kaynaklarından biri.

Bu da, kalitesiz yaş yaprak alımı dem vermekten uzak kalitesiz kuru çay demektir.

Ve poşetlerde boya ile renklendirilmiş çay çopleri, ithal katkılarla güçlendirilmiş çayların ortaya çıkmasına neden oluyor.

Bu durum, hem market raflarında hem de toplu tüketim alanlarında tüketiciye sunuluyor.

Bu kötü gidişe dur demek için çözüm yolları aramak şart.

Bu sorun yeni değil; yaklaşık 15-20 yıl önce de hissedilmiş ve bu kapsamda ilk çay kanunu taslakları oluşturulmuştur.

Ancak, geçen bu kadar zamandır bu sorun öteleniyor ve artık sektör yanı Türk çaycılığı ciddi bir tehdit altında.

Artık bu noktada, çay kanunu hayati önem taşıyor.

Hukuki bir düzenleme olmadan bu soruna kalıcı bir çözüm bulmak zor.

Hazırlanan kanun taslakları, dar kapsamlı olsa da, bunların genişletilmesi ve daha kapsamlı hale getirilmesi şart.

Özet olarak değinirsek.

Türk Çayının Kurtuluşuna etki edecek 4 maddede biz çay üreticileri olarak katkı sağlamak isteriz.

Ve tabi iki onlarca maddede tüm çay sektörü tarladan hasada üreticiden sanayicisine ve tiryakisine kadar kapsam genişletilebilir.

Madde 1 – Sabit Taban Fiyat (Vazgeçilmezdir)

Çayda sabit taban fiyattan asla taviz verilmemelidir.

Bu fiyat; üreticinin alın terinin, sektörün sürdürülebilirliğinin ve piyasadaki adil rekabetin geçilmez temelidir.

Taban fiyat oynaklığı Siyah çaya yansıtıldığında, kaliteyi de güveni de bitirir. Sabit fiyat; düzenin sigortasıdır.

Madde 2 – Doğru Hasat, Temiz Bahçe

Hasat, 90’lı yıllarda olduğu gibi Siyah Çay Tebliği’ne uygun şekilde,

iki buçuk – üç yaprak ve %3–4 çay çöp oranı esas alınarak yapılmalıdır.

Bu uygulama; çay bahçelerinin bozulmasını, kalite düşüşünü ve bugün “Türk çayının kötüye gidişi”nin temel sebebi olan çay çöpünü kökten ortadan kaldıracaktır.

Madde 3 – Çay Çöpü Gıda Dışı Kullanılmalı

İmalat sonrası elde edilen çay çöpleri, resmî bildirim ve denetimle,

Ticaret Bakanlığı onaylı siyah çay nevisi dışında,

gübre tesisleri, kömür ve yakacak tesisleri ve benzeri gıda dışı alanlara satılmalıdır.

Kesin talimatla çay çöpünün poşetlere girmesi engellenmelidir.

Çay çöpü çay değildir; buna artık son verilmelidir.

Madde 4 – Destekleme Primi Geri Gelmelidir

Yaş çay alımının kayıt altına alınması için,

üreticinin kazanılmış hakkı olan destekleme primi yeniden uygulamaya konulmalıdır.

Bu prim sadece ekonomik bir destek değil, aynı zamanda kayıtlı alımın denetimin ve şeffaflığın anahtarıdır.

Bölgesel gelir kaynağımız olan Türk Çaycılığının sorunularını gündeme taşıyarak 2025 yılının Türk çayı için bir dönüm noktası olmasını umuyorum.

Aksi takdirde, sürdürülebilir çay tarımı zamanla zorlaşacak ve yok olaçak .

“ Önce damak tadımızı yitireceğiz,

“Özel sektörün vaz geçilmezi dürüst küçük işletmeleri zamanla kaybedeceğiz.

“Kötü hasatlar, çay tarlarının verimliliğini kaybetmemize sebep olacak.

Ve nihayetinde bu gidişat Türk çaycılığının yok olmasına yol açar.

Bu nedenle, konunun özüne inip çözüm yolları aramak gerekiyor, tüketici bazlı hedef kitle göstermektense bir şekilde genel ve ana sorunları masaya yatırmak ve çözüm üretmek gerekmektedir.

Bu şekilde, Türk çaycılığının geleceğini güvence altına alabiliriz. 2025 yılının, bu konuda bir dönüm noktası olmasını umuyorum. Aksi takdirde, sürdürülebilir çay tarımı ve Türk çayının kalitesi zamanla yok olacaktır.

 

Emin Kanbur / Yaş Çay Üreticisi.

Kafkasya Haber

Recent Posts

LOJİSTİK ADINA YAPILACAK KAMULAŞTIRMALARDA MAĞDURİYETLER OLUŞMAMALI

ADNAN ONAY   Rize, coğrafi olarak dar alana sıkışmış, düz arazisi oldukça az küçük bir…

10 saat ago

CHP’li Ahmet Zehiroğlu’ndan Rize Trafiğine Sert Eleştiri: Bu Artık Bir Yönetim Boşluğudur

CHP Rize İlçe Başkanlığı adayı Ahmet Zehiroğlu, kentteki trafik sorununu toplumsal saygısızlık ve yönetimsel boşluk…

10 saat ago

DEVA Partili Karal: Ya Çay Kanunu çıkacak ya da ÇAYKUR kapasitesini artıracak, başka yol yok

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Hasan Karal, çay üreticisinin karşı karşıya olduğu…

10 saat ago

Başkan Çervatoğlu Meci Emek Evi’nde Düzenlenen Yemeğe Katıldı

Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu, ilçede sosyal dayanışmayı ve üretimi teşvik eden önemli merkezlerden…

10 saat ago

Kaçkar Devlet Hastanesi’nde “Kaçkar Devlet Hastanesi’” Eğitimi Gerçekleştirildi

Kaçkar Devlet Hastanesi’nde sağlık hizmetlerinde iletişimin önemine dikkat çekmek amacıyla “Etkili İletişim ve Beden Dili”…

10 saat ago

RİZE’DE ADAY DİN GÖREVLİLERİ İÇİN MEZUNİYET TÖRENİ DÜZENLENDİ

Rize Müftü Yusuf Karali Dini Yüksek İhtisas Merkezi’nde eğitimlerini tamamlayan aday din görevlileri için 3.…

10 saat ago