Categories: AKTÜEL

JANDARMAMIZIN KURULUŞUNUN 186. YILI KUTLU OLSUN

VATAN UĞRUNA CAN VEREN ŞEHİTLETİMİZİ RAHMETLE YÂD EDİYOR

GAZİLERİMİZE ŞÜKRANLARIMIZI SUNUYORUZ

NİCE YILLAR

147 GÜNDE

167 ŞEHİT!

(03.15 adlı Romanımdan)

Sabahın ilk ışıklarıyla gözlerimi açtığımda yatakta doğrulup, her zamankinden daha içten dua ettim ‘’Rabbim sen Vatanımızı, Mehmetçiğimizi ve milletimizi koru!’’ diye.

Bugün en güzel giysilerimi giyecek ve yüzümde her zamankinden farklı bir tebessümle gidecektim sandığa.

Kahvaltı yaparken radyoda normal bir yayın akışı vardı. Sanki onca acıyı yaşayan biz değildik.

Hayat devam ediyordu.

Özellikle şu son 4 aydır başımıza gelen, bütün olayların bir kâbus olmasını o kadar çok isterdim ki!

Ağustos ayının sonuna doğru Siirt’ te 8, Lice’de 4 Mehmetçiğimizi hain pusularda ve Yüzbaşı Ali Alkan’ı Şırnak’ta bir karakol baskınında kaybetmiştik.

Her şehit haberi yüreğimizin tam ortasına bir ateş gibi düşüyor ve içimizi yakıyordu.

Yine de metin olmaya, tahriklere kapılmamaya çalışıyor, gözyaşlarımızı içimize akıtıyorduk.

Bir şeyler yapılmalıydı, böyle giderse sabrımız taşacak ve hep birlikte sokaklara dökülecektik.

Siyasiler bir türlü anlaşamıyor, bu da terör örgütlerinin ekmeğine yağ sürüyordu.

Nihayet 25 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Yeniden Seçim’ dedi, bir Seçim Hükümeti Kurulması kararı alındı.

Hükümeti kurma görevi Ahmet Davutoğlu’na verildi ve ilk Bakanlık teklifi MHP’nin kurucusu merhum Alparslan Türkeş’in oğlu MHP Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş’e yapıldı.

Türkeş aynı zamanda Başbakan yardımcılığı yapacaktı.

Öte yandan Davutoğlu’nun 63. hükümette bakanlık teklifini kabul eden HDP’li iki milletvekili Ali Haydar Konca AB Bakanlığı, Müslüm Doğan ise Kalkınma Bakanlığı koltuğuna oturmuşlardı.

Seçim tarihi 1 Kasım olarak belirlenmişti.

Biz kendi derdimize yanarken, komşumuz Suriye’deki iç savaştan kaçan siviller çoluk çocuk Türkiye’ye sığınmaya çalışıyor, bu da bazı çevrelerce hiç hoş karşılanmıyordu.

Sınırdan geçmeye çalışan masum insanların arasına giren teröristler de bu fırsatı değerlendiriyor, yaşanan bunca olayların failleri olarak daha sonra karşımıza çıkıyordu.

Sığınmacıların birçoğu Avrupa’ya gitmeye çalışırken;bazıları kapalı araçlar içinde havasızlıktan, bazılarıysa uyduruk botlarla Yunanistan’a geçmeye çalışırken boğularak hayatlarını kaybediyorlardı.
Tüm bunlara seyirci kalan Batı; 2 Eylül’de küçük Aylan Kurdi’nin cansız bedeninin karaya vurmasıyla, bir anda insanlığını hatırlamıştı.
Birileri fitili ateşlemişti sanki; seçim yaklaştıkça daha fazla çatışma, daha fazla şehit haberleri almaya başladık.
Nitekim Cizre’de 5 Eylül’de meydana gelen çatışmada, 20 sivil vatandaşımız hayatını kaybetmiş, ilçede sokağa çıkma yasağı başlamıştı.
Hemen ertesi gün, Dağlıca ’da 16, 8 Eylül’de Iğdır’da 13 askerimizi şehit verdik.
Bunun üzerine Bayraklarımızı kapıp hep birlikte sokaklara koştuk.
Türkiye’nin dört bir yanında ‘’Teröre Lanet’’ yürüyüşleri yapıldı.
Bazı Vatandaşları zapt etmek mümkün değildi. Bütün bu olayların Kürtler tarafından yapıldığını düşünen ve inanan kişiler, birçok Doğulu vatandaşımızın ev ve işyerlerini ateşe vermişti.
Biz bunların bir provakasyon olduğunu düşünüyor ve elimizden geldiğince, dilimizin döndüğünce insanlara bu gerçeği anlatmaya çalışıyorduk ama nafile.
Tabutlara sarılı şehit cenazeleri geldikçe, teröre karşı tepkiler çığ gibi büyüyordu.
Olaylar baş döndürücü hızla yayılıyor, biri bitmeden öbürü başlıyordu.
22 Eylül’de Seçim hükümetinde yer alan HDP’li Kalkınma Bakanı Müslüm Doğan ve AB Bakanı Ali Haydar Konca görevlerinden istifa ettiler.
Konca, ”Fiilen görevi yürütmekteki zorluklardan dolayı istifa ettik” dedi.
24 Eylül Kurban Bayramıydı ve ben tatilimi İzmir’de, ailemin yanında geçirmiştim.
Yaklaşık bir ay boyunca Oğuz’dan hiç haber almamıştım, Aydın’a da hiç gelmemişti.
Birkaç kez yazdım ama cevap vermedi, çok merak ediyor ve çok üzülüyordum.
Bayramın ikinci günü yalnızca ‘’Bayramın kutlu olsun Arkadaşım’’ diye bir mesaj atmıştı.
Bu içimi bir nebze ferahlatmıştı, en azından yaşıyordu.
Buruk bir bayram geçirmiştik. Hemen hemen her gün onca evladımız Vatan için şehit olurken, bizim değil Bayram yapacak; konuşacak halimiz bile kalmamıştı.
Merak ediyorduk, ne zaman bitecekti bu kaos?

Ekim ayında da değişen bir şey olmadı.
Diken üstündeydik, gelecek daha kötü haberi duymaktan korkuyorduk.
1 Ekim’de bir kez daha sarsıldık.
Bu kez Ankara’daki kaza haberiyle yüreğimiz ağzımıza geldi. Dikimevi otobüs durağında belediye otobüsünün durakta bekleyenlere çarpması sonucu 12 kişi hayatını kaybetti.
İlk anda hepimiz bunun bir terör olayı olduğunu düşündük ama şükür ki sadece elim bir kazaydı.
O günlerin belki de tek mutlu günü 7 Ekim’di.
Aziz Sancar’ın Nobel Kimya Ödülü’nü almasıyla göğsümüz kabardı, sanki birazcık moralimiz düzeldi ama bu sevincimiz uzun sürmedi.
Takvim yaprakları 10 Ekim’i gösterirken sabah saatlerinde Ankara’da ‘’Emek, Barış, Demokrasi’’ mitinginde meydana gelen iki ayrı patlama, ülke tarihinin en kanlı terör eylemi olarak kayıtlara geçti.
Tren Garı önünde toplanan göstericilerin arasında patlayan iki bomba 103 kişinin hayatını kaybetmesine, yüzlerce kişinin de yaralanmasına neden olmuştu.
Başbakanlık saldırıya ilişkin yayın yasağı getirirken, 3 günlük ulusal yas ilan edildi.
Sabırlar zorlanıyor, halk gözyaşlarını içine akıtmaya devam ediyordu.
Çocukluğumuzdan beri adını duyduğumuzda içimizi ısıtan ve sergilediği oyunlarla Türk Halkının moral kaynağı Levent Kırca yine bu sıkıntılı günlerde 12 Ekim’de gülümseyerek veda etti bizlere.
22 Ekim’de bu kez duayen gazeteci Çetin Altan sessizce aramızdan ayrıldı.
Bu arada hain terör örgütü boş durmuyor, çeşitli kışkırtmalarla insanları birbirine düşman etmeye, ayrıştırmaya çalışıyordu.
Devlet bunun farkındaydı ve bunca olayların arkasında başta PKK olmak üzere, Fetö ve diğer terör örgütlerini mercek altına almaya başlamıştı.
Seçime çok az bir zaman kala 26 Ekim’de FETÖ terör örgütüne yardım ve yataklık ettiği belirlenen Koza-İpek Holding’e Kayyım atandı ve hemen ardından da Bugün TV ve Kanal Türk Yayınları Kesildi.
Bu olaylar hain FETÖ’ye vurulan ilk darbelerdi.
İki seçim arasındaki süreçte, yani 7 Haziran- 1 Kasım tarihleri arasındaki 147 günde tam 167 şehit verdik.

Saygılarımla
Sebahat Karagöz

Kafkasya Haber

Share
Published by
Kafkasya Haber

Recent Posts

Diyanet, 15 Temmuz’u Türkiye genelinde geniş kapsamlı etkinliklerle anacak

Diyanet İşleri Başkanlığı, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nün 9. yıl dönümünde Türkiye genelinde…

5 saat ago

Rize’de 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Yemeği Düzenlendi

Rize Valiliği tarafından, 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü kapsamında Rize’deki şehit ve gazi…

5 saat ago

Çaykur Rizespor, Erzurum Kampında Konyaspor’a Karşı Sahaya Çıkıyor

Yeni sezon hazırlıklarını sürdüren Çaykur Rizespor, Erzurum Palandöken Yüksek İrtifa Kamp Merkezi'nde çalışmalarına hız kesmeden…

6 saat ago

15 TEMMUZ Demokrasi ve Milli Birlik Günü

15 TEMMUZ Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla Rize Valisi İhsan Selim Baydaş bir mesaj…

6 saat ago

İl Başkanı Katmer “Terörsüz Türkiye” sürecine ilişkin, açıklamalarda bulundu

AK Parti Rize İl Başkanı Yılmaz Katmer, "Terörsüz Türkiye" sürecine ilişkin, açıklamalarda bulunularak “Bu süreçte,…

21 saat ago

Rize Emniyetinden Kaçakçılığa Geçit Yok

Emniyetten kaçakçılara ağır darbe: Binlerce Makaron ve Kaçak Ürün Ele Geçirildi.4 kişi hakkında adli işlem…

22 saat ago