Categories: DÜNYA

K. KIBRIS’TA TUFAN ERHÜMAN’IN CUMHURBAŞKANI SEÇİLMESİ ÜZERİNE

ADNAN ONAY

 

Kuzey Kıbrıs’ta Cumhurbaşkanlığı seçimini büyük bir farkla Tufan Erhürman kazandı. Bu Türkiye açısından son derece önemli bir sonuç. Bilindiği gibi Türkiye, Kıbrıs’ta Ersin Tatar’a açıktan destek veriyordu.

 

Şimdi, bu sonuç karşısında Türkiye’nin K.Kıbrıs’la ilişkilerinin nasıl seyredeceği konusunda çeşitli olumsuz yorumlar var.

 

Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni (KKTC) stratejik, askeri, ekonomik ve jeopolitik nedenlerle büyük önem taşıyan bir bölge olarak görüyor ve adayı etkisi altında yönetmeyi hedefliyor.

 

KKTC, Doğu Akdeniz’de kritik bir konumda yer alıyor; Türkiye’nin burada yaklaşık 35.000 askeri bulunuyor ve bu, Yunanistan ile Güney Kıbrıs’a karşı bir güvenlik tamponu oluşturuyor. Son dönemlerde İsrail’in Kıbrıs’a el atması, Rum kesiminde kurulan üs’ler nedeniyle Türkiye, Kıbrıs’a son derece dikkat ediyor.

Geçmişte yaşanan Ada’nın birleşmesi girişimlerinden olumlu bir sonuç çıkmaması nedeniyle Türkiye adanın birleşmesine karşı. Adanın birleşmesi durumunda, Kıbrıs’ın, AB kontrolü altına girecek olması nedeniyle Türkiye’nin stratejik çıkarları tehdit altına girebilir, bu nedenle Türkiye, iki devletli çözümü savunarak KKTC’nin bağımsızlığını pekiştirmeyi amaçlıyor.

 

Ayrıca, Doğu Akdeniz’deki doğal gaz rezervlerine erişim, Türkiye için hayati önem taşıyor; KKTC üzerinden bu kaynaklar üzerinde hak iddia ederek bölge ülkelerinin enerji girişimlerini dengelemeyi hedefliyor. Tarihi ve kültürel bağlar da bu politikayı destekliyor; Osmanlı mirası ve Türk nüfusunun korunması, duygusal ve siyasi bir motivasyon sağlıyor. Bu nedenle, Türkiye KKTC’yi kontrol altında tutarak Doğu Akdeniz’deki güç dengesini korumayı stratejik bir zorunluluk olarak görüyor. Ekonomik olarak, KKTC’ye yapılan yatırımları artıran Türkiye, ekonomik bağımlılık yoluyla adayı etkisi altında tutmayı önemsiyor.

 

19 Ekim 2025’te yapılan KKTC cumhurbaşkanlığı seçimlerini Cumhuriyetçi Türk Partisi’nden Tufan Erhürman’ın (yaklaşık) % 63 oy oranıyla kazanması gösteriyor ki K.Kıbrıs halkı Türkiye’nin bunca yardımına rağmen Ersin Tataroğlu’ndan kurtulmak, Türkiye

denetiminin azalmasını istiyordu. Her şeyden önce, şu bir gerçek ki; Erhürman profili K.Kıbrıs halkı için çok daha uygun bir progil, Erhürman Kıbrıs halkının yapısına daha yakın bir siyasetçi.

 

Erhürman, her ne kadar Federasyon yanlısı olsa da, Tatar taraftarlarının ileri sürdüğü derecede Türkiye karşıtı bir isim değil. Kıbrıs’ta federasyon modeli ile Kıbrıs’ın yeniden birleşmesini savunup, AB’ye yakın bir tutum sergilese de bu Türkiye’yle bağımsız hareket edebileceği anlamına gelmez. Ancak, yine de

Erhürman’ın görüşleri bilindiği gibi Türkiye’nin iki devletli çözüm politikasıyla çelişiyor; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2017’den beri federasyon girişimlerini reddediyor. Erhürman, Türkiye ile konsultasyon yapmadan karar almayacağını vaat etse de, birleşme yanlısı tutumu Türkiye’nin KKTC üzerindeki hakimiyetini sınırlayabilir. Analistler, o nedenle bu seçimin yeni bir başlangıç olduğunu, ancak Türkiye’nin baskısıyla karşılaşabileceğini öngörüyor.

 

KKTC’nin Türkiye’ye ekonomik bağımlılığı yüksek; Erhürman’ın bağımsız adımlar atması durumunda ekonomik desteklerin azalması gibi riskler mevcut. Erhürman, muhtemel ki, bu riskleri göze alıp, Türkiye aleyhine adımlar atamaz. Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim sonuçlarının “hayırlı olmasını” dileyerek destek sözü verse de, Erhürman’ın federasyon için agresif adımlar atması durumunda Türkiye ekonomik veya askeri baskı uygulayabilir.

Uzmanlar, bu seçimin büyük bir politika değişikliği getirebileceğini ileri sürse de Kıbrıs’ta Türkiye’nin onayı olmadan ilerlemenin zor olacağı biliniyor.

Özetle; Kıbrıs’taki gelişmeler Erdoğan’ın tutumu ve AB ile BM gibi uluslararası aktörlerin tutumuyla şekillenecek gibi görünüyor.

Erhürman’ın seçilmesinin ardından yaptığı; “ Benim aleyhimde büyük bir kara propaganda yürütüldü; Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri beni çok iyi tanır. 15 ay başbakanlık yaptım ve Türkiye ile iyi ilişkiler her zaman önceliğimiz olmuştur..

Dış politikayla ilgili sorumluluklarımızı Türkiye ile istişare içinde yürüteceğiz. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Dış politikadaki tüm meseleler Türkiye ile görüşülerek yürütülecek. Ben toprağımdan asla vazgeçmem, bu ülkenin çocuklarından asla vazgeçmem” şeklindeki konuşma gösteriyor ki, K.Kıbrıs’ta seçilen kim olursa olsun geçmişte yaşadıklarını unutmaz. Bu ise Türkiye’nin çıkarlarına uygun kararlar almayı zorunlu kılan ana etken..

Kafkasya Haber

Recent Posts

Ramazan Öksüz: “Gazze’de ateşkes 130 kez ihlal edildi, garantör ülkeler nerede?”

Saadet Partisi Payas İlçe Başkanı Ramazan Öksüz, Payas İHH tarafından kurulan Gazze Yardım Çadırı’nı ziyaret…

11 saat ago

Alpay: Toplum KHK meselesinin Genel Af ile çözümünü bekliyor

Ankara- Milliyetçi Sol Parti Eski Genel Başkanı Gazeteci Yazar Hüseyin Alpay, MAK Danışmanlık’ın 30 ilde…

11 saat ago

MİT, Dışişleri Bakanlığı’na sızmaya çalışan Terör Örgütü (FETÖ) yapılanmasını deşifre etti

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), Dışişleri Bakanlığı’na sızmaya çalışan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) yapılanmasını deşifre etti. 

12 saat ago

Yüzme Suyu Komisyonu Sezon Sonu Değerlendirme Toplantısı Gerçekleştirildi

İlimizde yüzme sezonunun sona ermesiyle birlikte, Yüzme Suyu Komisyonu Sezon Sonu Değerlendirme Toplantısı, İl Sağlık…

12 saat ago

Rize-Artvin Havalimanı kulesi meme kanseri farkındalığı için pembe renge büründü

Rize-Artvin Havalimanı hava trafik kontrol kulesi, “Ekim Ayı Meme Kanseri Farkındalık Ayı” olması nedeniyle kanser…

12 saat ago

Milli Parti’den Taşacak Bu Deniz Dizisine Sert Tepki: Karadeniz Kültürüne Saygısızlık Kabul Edilemez

Milli Parti Başkanı Muhammet Uzun, "Taşacak Bu Deniz" dizisini eleştirerek, Karadeniz insanının yanlış şekilde "yobaz"…

12 saat ago