SP’ li Mesut Doğan Rize’de konuştu: “Türkiye’nin Geleceği, Birlik ve Beraberliğimizle Şekillenecek

Haber: Dilek ONAY CAN

 

“Komisyona Katılmamız Teslim Olmak Değildir”

 

Mesut Doğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bulunan ihtisas komisyonları hakkında yaptığı açıklamada, Saadet Partisi olarak, bir komisyona katılmalarının asla teslim olmak anlamına gelmediğini belirtti. Doğan, komisyona katılımın, partilerinin tutumunu belirlemek için önemli bir zemin oluşturduğunu ifade etti. “Bizim itirazlarımız var. İtirazlarımızı daha net ortaya koyabilmek için komisyon içerisindeyiz. Bu, desteği vermek anlamına gelmez; itirazlarımızı da açıkça belirtiyoruz,” dedi.

 

“Barış Süreci Sözde Kalmamalı”

 

Doğan, ülke gündemindeki en önemli meselelerden birine, barış sürecine değindi. Son dönemde kurulan komisyonların, Türkiye’nin en büyük sorunlarından birini çözmeye yönelik adımlar attığını ifade eden Doğan, barış kelimesinin tüm toplum kesimlerinin ortak temennisi olduğunu belirtti. Ancak, barış sürecinin sonuçlarının, beklendiği gibi olumlu olamayabileceğine dair endişelerini dile getirdi. “Barış kelimesi, hiç kimseye itiraz ettirmez. Ancak bu masadan gerçekten barış çıkar mı? Endişelerim var,” diye konuştu.

 

Doğan, Türkiye’nin geçmişteki siyasi tarihini de anımsatarak, barış sürecinde geçmişteki sorunların hala etkili olduğunun altını çizdi. “Bu masayı kuranlar, 10 yıl önceki seçimlerde muhalefete iftiralarla seçimi kazanmış ve şimdi barışı sağlamak adına masaya oturuyorlar. Bu komisyonu kuranların geçmişi, 20 yıl öncesine, hatta 2 yıl öncesine dayanıyor. Bu kişiler geçmişte yaptıkları yanlışlardan ders almış mı?” şeklinde sert eleştirilerde bulundu.

 

Diyarbakır’dan Batıya, “Barış” Umudu

 

Doğan, Diyarbakır’da yaptığı bir ziyaretin ardından, bölgedeki insanların barış sürecine olan yaklaşımını aktardı. Diyarbakır’daki esnaf ve halkla görüştüğünü belirten Doğan, “Güneydoğu’da barış konusunda bir umut var. İnsanlar, barış kelimesini duyduklarında bile olumlu bir hava oluşuyor. Çünkü bu sorunları yıllarca yaşamış, sıkıntıları derinden hissetmiş bir bölgeden bahsediyoruz. Ancak batıya geldiğimizde, burada soru işaretleri çok daha fazla,” dedi.

 

“Barış İçin Herkesin Adım Atması Gerekiyor”

 

Doğan, barış sürecinin sadece bir bölgenin değil, tüm ülkenin meselesi olduğunu vurguladı. Türkiye’nin farklı bölgelerindeki halkların bu sürece olan yaklaşımının farklılık gösterdiğini kabul etti, ancak her iki tarafın da güven duygusunun inşa edilmesi gerektiğini söyledi.

 

“Barış için, her iki tarafın da adım atması gerekiyor. Biz, Saadet Partisi olarak bu süreçte en başından itibaren barışa desteğimizi sunduk ve bu desteği sürdürmeye devam edeceğiz. Ancak, barışın samimiyetle yapılması gerektiğini düşünüyoruz,” diye ekledi.

 

Saadet Partisi’nin Kürt Meselesine Yaklaşımı

 

Mesut Doğan, Saadet Partisi’nin Kürt meselesine yönelik yaklaşımını da açıkladı. Saadet Partisi’nin bu meseleyi güvenlikçi bir perspektiften değil, demokratik ve insan hakları temelli bir anlayışla ele aldığını belirtti. “Biz Kürt meselesini güvenlik meselesi olarak görmüyoruz. Biz, bu meseleyi bir insanlık meselesi olarak değerlendiriyoruz. Kürtlerin eşit haklarla yaşaması gerektiğini savunuyoruz,” dedi.

 

Doğan, Kürt meselesinin geçmişte olduğu gibi “tek tencere”de toplanmaması gerektiğini ve bu sorunun yalnızca bir terör meselesi olarak görülmemesi gerektiğini söyledi.

 

“Saadet Partisi olarak, bu meseleye yaklaşımımız, sadece güvenlik tedbirleriyle çözülmesi gereken bir sorun değil. Bizim çözüm önerilerimiz, halkların eşit haklarla yaşaması, onların kültürel haklarına saygı gösterilmesi ve bölgedeki ekonomik kalkınmanın desteklenmesi üzerine kuruludur,” diye ekledi.

Kürt, Türk, Çerkez, Laz: Hep Birlikte Güçlü Bir Türkiye

Doğan, özellikle son yıllarda etnik kimlikler üzerinden kutuplaştırma stratejilerinin arttığına dikkat çekerek, Türkiye’nin ortak paydasının her şeyin önünde olduğunu belirtti. “Türkiye’de Türkler, Kürtler, Çerkezler, Lazlar… Hepimiz bir bütünüz. Ayrıştırıldığımızda, bölündüğümüzde ne Türk ne de Kürt olarak bir şey ifade edemeyiz. Ancak birlikte hareket edersek, dünyanın en büyük gücü olabiliriz. Hep birlikte Türkiye’nin büyüklüğüne katkı sağlarız,” dedi.

Mesut Doğan, Türkiye’nin geleceği için ortak paydalarda buluşmanın ve geçmişteki hatalardan ders alarak güçlü bir Türkiye inşa etmenin önemine vurgu yaptı. “Bizim geçmişteki mücadelemiz, birlikteliğimizi pekiştirmek üzerineydi. Bu doğrultuda adımlar atılmadığı sürece, ülkemizi büyük bir felakete sürükleyen dış müdahalelere karşı savunmasız hale geliriz,” şeklinde uyarılarda bulundu.

Türkiye’nin Geleceği: Birlikte Daha Güçlü

Doğan, son olarak şunları söyledi: “Türkiye’nin geleceği, milletin birliğinde, beraberliğinde ve birbirine olan saygısında gizli. Biz Saadet Partisi olarak, bu yolda birlikte daha güçlü olacağımıza inanıyoruz ve ülkemizin geleceği için her türlü çözüm önerisini masaya yatırmaya devam edeceğiz.”

Mesut Doğan’ın açıklamaları, hem barış süreci hem de Kürt meselesine dair derinlemesine bir bakış açısı sundu. Saadet Partisi’nin bu meseleye yaklaşımını daha net ortaya koydu ve Türkiye’nin birliğine olan inancını yineledi.