Türkiye 106 yıl sonra ,Amerikan Mandası’namı Girdi, İstanbul’da 2 .Vatikan mı Kuruluyor?

Kurtuluş Savaşı’na giden yolda, Sivas kongresi’nde 4 Eylül 1919’da, Amerikan mandacılığı ve himayesi kabul edilemez denilerek,Amerikan mandacılığı 106 yıl önce reddedilmişti..

 

Aradan 106 yıl geçti..

Önceki gün Beyaz Sarayda gerçekleşen Trump Erdoğan görüşmesi sonrasında, alınan kararlar tamamen, Amerikan egemenliği altına,mandasına girmiş olduğumuzun adeta tescil anlaşmaları idi..

Bağımsız özgür bir Devlet, tek taraflı böyle anlaşmalara imza atamaz..

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hafta başında Birleşmiş milletler’de Gazze konulu toplantısına katılmak ve ardından beyaz sarayda Trump ‘la görüşmek üzere ABD’ye gitti..

Ancak, ABD’ye gitmeden önce, resmi gazetede yayınlanan karara göre, birçok ABD ürününe, başta otomobil, makyaj malzemeleri, gıdadan içeceğe çok sayıda ürüne vergiler kaldırıldı..

 

Yapılan bu jestin ardından, önceki gün Erdoğan Trump’la beyaz sarayda başabaş görüştü..

 

Trump,Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı çok güzel şekilde ağırladı ona eşlik etti.

 

Hatta sandalyesini dahi tutarak, kibarca misafirini en iyi şekilde nezaketle ağırladı ve sonra kapıya kadar uğurladı..

 

Medyaya yansıyan fotoğraf kareleri gerçekten hoş görüntülerdi, hele hele iktidar yanlısı Cenahtan, fotoğraf karelerinden mutlu olan sevinçlerinden ağlayan milyonlarca insanı görmek mümkün..

 

Ancak, madalyonun arkasına baktığımızda,biz ne aldık ne kaybettik buna bakmalıyız..

 

Beyaz saraydaki görüşmede, Gazze’de ki katliamın en büyük sorumlusu ve destekçisi, Emperyalist ABD ve onun başkanı Trump olduğunu bütün Dünya alem biliyor..

 

Bu görüşmede, Gazze’de ki katliam ve soykırım konuşulmadı, Gazze’de’ki trajedinin bitmesi ,insani yardımların oraya oluşması, hatta ablukayı kırmak için,Dünya’nın bir çok ülkesinden aktivist sanatçı duyarlı insanların katıldığı filoya ise hiç değinilmedi..

 

Yine Suriye’nin kuzeyinde Amerikanın kontrolünde modern silahlara donatılmış ,Türkiye’ye karşı büyük bir tehdit olan sayıları 140 150.000 dolayında olan, YPG, PYD PKK terör örgütüne hiç değinilmedi..

 

Türk kamuoyu aslında bunların merakla cevabını bekliyordu..

 

Trump Erdoğan görüşmesinin ardından, daha önce olduğu gibi, basına açık bir toplantı yapılıp basının soruları cevaplanmadı!

 

Sadece toplantı sonrasında Trump açıklama yaptı…

 

ABD Başkanı Donald Trump, “Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan ile harika bir toplantı yaptık…

Bence birçok farklı konuda çok sonuç verici bir görüşme yaptık, bunlar çok iyiydi. .

Kendisi çok Saygın bir Cumhurbaşkanı. F-35’ler konusunda Türkiye ile rahatlıkla anlaşma yapabiliriz ama, önce Cumhurbaşkanı Erdoğan da bizim için bir şeyler yapacak” dedi.

 

Oysa bildiğiniz gibi, bir f35’lerin parasını çok önceden vermiştik..

 

Şimdi yine hangi imtiyazlar verilecek istenecek onu tabii ki bilemiyoruz..

 

Yine Trump, rahip Branson’u bırakın dedim, bir gün sonra bırakıldı  dedi.

 

Türkiye’de yargı bağımsızlığının, Hukukun adaletin hangi boyutta olduğunu, bütün Dünyaya skandal bir şekilde mesaj vermiş oldu..

 

Halk Bankası davası gündeme geldi..

 

Yine ABD Başkanı Trump’ın istediği, İstanbul’daki fener Rum Ortodoks patrigine ait Heybeliada ruhban okulu..

 

Bu azınlık ruhban okulu, 1971 yılında kapatılmıştı.

Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanmak istemediğinden, Devletin kontrolüne girmek istemediğinden dolayı ,kendi özerk durumunu sürdürmek istediği için, böyle bir karar alınmıştı..

 

Şayet yıllar sonra, bu fener Rum Ortodoks Heybeliada Ruhban okulu açılırsa, korkarım Türkiye’de 2 .Vatikan Devleti kurulmuş olacak!

 

Şimdi ABD ile yapmış olduğumuz ticari anlaşmalar..

 

THY Boeing’ten 225 adet uçak alıyor..

Bunu da yaklaşık mali değeri 40 milyar dolar..

 

Türkiye doğal gaz ve petrol bakımından dışa bağımlı bir ülke..

 

Ve bunları tedarik için başta komşularımız İran, Irak,Rusya Azerbaycan’dan daha düşük fiyata almamıza rağmen, şimdi ise

20 yıl boyunca toplamda yaklaşık 70 milyar metreküp doğal gaz eşdeğeri, ABD kaynaklı LNG tedarikine imkan tanıyacağı bildirildi…

 

Ve alacağımız bu gazlar daha pahalı..

 

Yine ayrıca ,Türkiye ve ABD arasında Stratejik Sivil Nükleer İşbirliği Mutabakat Zaptı imzalandı.

 

Yapılan bu ticari anlaşmalar yaklaşık 100 milyar dolar civarında..

 

Ancak ticari anlaşmalar iki ülke arasında karşılıklı olarak yapılır..

 

Burada görülüyor ki, sadece Türkiye bir alıcı ülke..

 

Para Türkiye’nin hazinesine çıkacak, ancak ABD’den bir kuruş bizim tarafa geçmeyecek!

 

Yapılan bu tek taraflı anlaşmalar, ülkemizin milyarlarca doları ABD’ye giderken, biz üç dört fotoğrafa bakarak nasıl bunu bir zafer olarak açıklayabiliriz sevinebiliriz..

 

Korkarım Türkiye ,Osmanlı Devleti’nin son yıllarında olduğu gibi, hasta adam moduna tamamen girmiş durumda..

 

ABD tarafından verilen bir Meşrutiyet yüzünden, bunlara değer mi?

 

Şunu hepimiz biliyoruz ki ,Türkiye’de halkımızın yüzde 80’nin derdi, ne Erdoğan,ne İmamoğlu ne Chp, ne de Ak partidir..

 

Halkımızın %70-80’inin birinci önceliği, ekonomi, geçinme derdi ve hayat pahalılığıdır..

 

Bugün Türkiye’de nüfusumuzun yüzde 60 yoksul durumundayken,%10-15’i açlık sınırında yaşama mücadelesi verirken, diğer geriye kalanlar ise, Türkiye’nin bütün yağını balını yiyen imtiyazlı sınıf dediğimiz ayrıcalıklı kişilerdir..

 

Şimdi bu yapılan anlaşmalar neticesinde ,Türkiye Zafer mi kazandı yoksa hezimet mi?

 

Ben bunu vatandaşların takdirine bırakıyorum..

 

Osman Köseoğlu

27 Eylül 2025 /KENDİRLİ