Categories: RİZE

Türkiye Yüzyılı ’nın İlk Eğitim Dönemi, Eğitimi Yüz Yıl Gerileterek Bitmiştir

Eğitim İş Rize Şubesi açıklamasında, “Ne yazık ki bu değişiklikler, eğitimi ve eğitimin bileşenlerinin koşullarını iyileştiren değil daha da gerileten hamleler olarak tarihe geçmiştir. Eğitim sistemimizi yıllardır sistematik olarak gericileştiren, piyasacılaştıran, niteliksizleştiren iktidar, yakın zamanda “milli”sini yok ettiği milli eğitim sistemimizde bu kez “eğitimi” de parçalamaya başlamıştır. Bu eğitim öğretim döneminde yaşanan gelişmelere üç ana başlık altında toplarsak:

Eğitimin Gericileştirilmesi

MEB’in dernek maskesi takmış tarikatlarla ve Diyanet ile imzaladığı protokoller, eğitimi daha da gericileştirirken çocuklarımızı daha da savunmasız bir duruma itmiştir. ÇEDES garabeti, bu dönemde en öne çıkan tehlike olmuştur. Proje kapsamında okullara imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kuran kursu öğreticisi gönderilmesi, çocuklara birçok ilde laik, bilimsel eğitimin içinde asla olmaması gereken faaliyet ve uygulamalar bu dönemde sıklıkla karşımıza çıkmıştır.“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adını taşıyan yeni müfredat, bizlerin ve ilerici kamuoyunun itirazlarına rağmen eğitimin belkemiğine yerleştirilmiştir. Bilimsel derslerin geriletildiği, ülke tarihinin çarpıtılarak anlatıldığı, konu ve anlam sıralaması bile yanlış şekilde yapılan bu müfredat, bilimsellikten daha da uzak bir eğitimin başlangıç düğmesi olmuştur. Laik ve çağdaş eğitim iğdiş edilmiş, iktidarın sorgulamayan nesiller yaratma gayreti bu müfredatta vücut bulmuştur. Okul öncesi eğitimi özellikle zorunlu eğitim kapsamına almayan MEB, bu alanda Diyanet’in daha da faal olmasına yol açmıştır. Diyanet’in kuran kursları, işlevinden koparılarak genel eğitim kurumları gibi lanse edilmiş, usulsüz etkinlikler düzenlenmesine zemin hazırlanmıştır” denildi..

Eğitimin Niteliksizleştirilmesi

Yapılan açıklamada, “Okul ve derslik sayısındaki açık bu dönemde de kapatılmamıştır. Büyükşehirler dâhil birçok ilde çocuklar kalabalık sınıflarda ders yapmak zorunda kalmıştır. Taşımalı ve ikili eğitim garabetleri azalacağı yerde artmış, öğrenciler eğitim hakkına ulaşmak, eğitimciler de mesleklerini icra etmek için adeta çile çekmiştir. Eğitim sistemindeki öğretmen açığı, MEB’in kendi raporlarıyla itiraf ettiği ölçüde dahi kapatılmamıştır. Geçen dönemden vefat, istifa gibi nedenlerle görevinden ayrılan öğretmen sayısı kadar bile öğretmen ataması yapmayan MEB, yaptığı 20 binlik öğretmen atamasında da kontenjandaki aslan payını din öğretimine ayırmıştır. Bu vesileyle hem meslekte branş krizi derinleştirilmiş hem de atanmayan öğretmen ordusu daha da büyütülmüştür. Gerici yapıları protokoller eşliğinde eğitime birer taşeron haline getiren MEB, zaten  yüzde 82’sinden fazlası personel giderlerine ayrılan, bakanlığın zorunlu ihtiyaçlarına bile yetmeyen bütçesinden 5,7 milyar TL tutarında bir kaynağı Türkiye Maarif Vakfı’na ayırarak, bu dönemde eğitimde çok başlılığın daha da artacağının somut işaretini vermiştir” dedi.

Eğitimin Piyasacılaştırılması

Karal, “Kamusal eğitimin bu eğitim döneminde daha da fazla geriletilmesi, eğitimin piyasalaşmasındaki ivmeyi artırmış, özel okul sayısında yükselişe neden olmuştur. “Bari bir tarikat şeyhi çocuğumun okuduğu sınıfa gelemesin” diye düşünerek bütçesinin büyük bölümünü özel okul taksitlerine ayıran milyonlar, özel okulların orantısız ve MEB tarafından denetlenmeyen fahiş zamlarıyla sarsılmıştır.  Velilerden servet isteyerek kasalarını daha da dolduran özel okul patronlarının öğretmenlerin çoğunu asgari ücretle çalıştırıyor olmasına Bakanlık tarafından ses edilmemiştir. Ücretlere ve koşullara isyan eden özel okul öğretmenlerinin kiminin payına polis copu, kiminin payına işsizlik düşmüştür.  Devlet okulunda çocuk okutmanın bile büyük bir masraf haline gelmesi nedeniyle, kâğıt üzerinde “zorunlu eğitim ”in olduğu ülkemizde birçok çocuğumuz eğitim dışı kalmış, çocuk işçilik artmıştır. Bu eğitim döneminin sadece ilk 4 ayında 689 çocuk, iş cinayetlerine kurban gitmiştir. Tepe taklak giden ekonomi nedeniyle eğitimde rastlanan acı tablo, MEB tarafından yok sayılmıştır. “Türkiye Yüzyılında çocukların önüne bir tabak yemek koyulamamıştır. Sendikamızın ayrıntılı raporunda rakamlarla da göreceğiniz üzere, 2023-2024 Eğitim-Öğretim Dönemi, eğitimin her anlamda geriletildiği, sosyal devletin elini eğitimden iyice çektiği, öğrencinin eğitim hakkının layıkıyla teslim edilmediği, eğitim emekçisinin koşullarının ve haklarının daha da kötüleştirildiği, tarikatların yüzünün daha da güldürüldüğü bir süreç olarak kayda geçmiştir. Eğitim-İş olarak vurguluyoruz ki eğitimin geldiği bu hastalıklı halin tek reçetesi, Cumhuriyet’e yakışır şekilde laik, bilimsel, çağdaş, adil ve parasız eğitim sisteminin inşasıdır. Başöğretmenin eğitim neferleri, Eğitim-İş’li eğitim emekçileri olarak bu alandaki mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha ilan ediyor, “BU BÖYLE GİTMEZ” diyoruz” dedi

Kafkasya Haber

Recent Posts

MEĞER BUNLAR DA FETÖ ŞİRKETLERİYMİŞ!

Haber/Makale:Adnan ONAY   Dev zincir şirketlere FETÖ operasyonu!   HAKMAR ve TATBAK'a kayyum atandı.  …

5 saat ago

SP lideri Arıkan:”Milli iradenin tam anlamıyla tesis edildiği bir Türkiye’yi inşa etmek zorundayız”

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan 15Temmuz Darbe girişiminin yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.…

5 saat ago

15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNİN ÜZERİNDEN 9 YIL GEÇTİ, FETÖ NE DURUMDA

Adnan ONAY FETÖ, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra Türkiye’de büyük ölçüde zayıflaştırılmış olsa da,…

5 saat ago

Halil Dervişoğlu Rizespor Kampında Parlıyor!

Çaykur Rizespor’un Galatasaray’dan kiralık olarak kadrosuna kattığı Halil Dervişoğlu, Erzurum kampında gösterdiği performansla teknik heyetin…

5 saat ago

DİSK Emekli-Sen’den Ankara’da Güçlü Buluşma: “Asgari Yaşama Mahkûm Olmuyor, Sendikalı Oluyoruz”

DİSK Emekli-Sen, Türkiye genelindeki bölge toplantılarının ardından 13 Temmuz 2025 Pazar günü Ankara’da geniş katılımlı…

5 saat ago

CUMHURİYETE KANAT GEREN BİR KARADENİZ AİLESİ

BABA OĞUL LAZİSTAN-RİZE MEBUSLARI İBRAHİM ŞEVKİ VE MAHMET ATIF TÜZÜN

6 saat ago