Andon tesislerinde Kuvayi Milliye kahramanı Necati Memişoğlunun akrabaları restoran işletirler, o tesislerin kapanması için düğmeye basılmış olabilir. Bence bu cennet ılıcayı mühürleyip serin yayla havasına satarlar Araplara.
Çocukluğumda komşumuz vardı, dedesinin İstiklal harbinde cepheden arkadaşı olan Memişoğullarına misafir gider, dönerken de bizlere ılıca suyu şişeler içinde getirirdi, bir gün sonra iki gün sonra içerdik, bir şey olmazdı.
Andon suyu artezyen değildir, dağlardan kayaların içinden gelen sudur, ona arsenik atılamaz. O zaman suyu Trabzon’a tahlile götürürken olanlar oldu, birkaç gün geciktirdiklerinde zaten oksijeni falan biter, faydalı minarelleri bozulur. Kim araştıracak gerekli taşıma şartlarında mı götürüldü tahlile? Kimse buna bakmaz, sonuca bakar insanlar.
Yakında Andon Suyu (Farsça “Donmayan Su”) tarih olur, o güzelim tesisler kapanır, Memişoğlular da göçer ordan, istenilen de muhtemelen budur.
Bu bölge insanı çevreye duyarlıdır, kuvvacı dedelerinin resimlerini Andon tesislerinde restoranlarında asarlar. Bu insanların iş kapısını kapatıp ordan kaçırtmak hesabı yapanlar olabilir, memlekette düzgün giden ne kaldı ki!
Diye düşünüyorum.