1983 veya 84 olmalı. Romina Power & Al Bano çifti “Felicita” ile dünyayı sallarken Karaköy Lions Kulübünün davetlisi olarak tek konser için Türkiye’ye gelmişlerdi.
Vatan Caddesi Lunapark Gazinosu o dönem Türkiye’nin 1800 kişilik kapasitesi ile en büyük (o gece ve bazı parti gecelerinde 2 bini bulduğumuz olurdu) gazinosu idi. O yıllarda Yüksek Lisans öğrenimimi sürdürürken bir yandan da merhum Osman Kavran’ın (sütte olsa) yeğeni olarak gazinonun kasasını tutuyordum. Kasa önemli, çünkü aileden biri ancak üstlenebiliyor. Açıkçası havamız yerinde, işveren vekili gibi konumum var, diğer programlarda olduğu gibi o akşam da arkadaşlarımdan (içlerinde abiler de var) misafirlerim var.
2 bin kişi için de 4-5 kişinin lafı mi olur!
Olur hem de nasıl olur!
İsmini şimdi anımsayamadığım (ayakkabısı vurduğu için gece boyunca uzun elbisesinin altında ayakkabısının topuğuna bastığını dün gibi anımsıyorum ama) gecenin düzenleyicisi Karaköy Lionslarının Başkanı, merhum Tekin Akmansoy’un kızı, şarkıcı Ozan Orhon’un annesi hanımefendi programın ortasında hiddetle girdi yazıhaneye.
Girizgâhtan sonra “içerde bizim davetlilerimizin dışında birkaç masa var, mekan sizin olabilir ama biz bu gece burayı sizden kiraladık ve sizin konuk davet etme gibi bir hakkınız, lüksünüz olamaz!” diye sıraladı.
İtiraz etmedim, edemedim de, lafı da gevelemedim; çünkü haklıydılar, biz salonu komple kiralamıştık onlara, özür dilemekle yetindim. Benim dışımda da Mecit’in, Turan’ın da misafirleri de vardı. Yekûn içinde hepsini toplasak büyük oran oluşturmuyordu ama bize ait olan mülkü o akşam için (o dönem için) bedelini alarak hanım efendinin kulübüne kiralamıştık!
“Olan oldu, misafirlerimiz mutlu, aksayan bir durum da yok, sadece işletme olarak hatanızı bildirmek istedim” dedi, taşı oturttu ve gitti.
40 yılı aştı ve o taş hep aklımda oldu. Gayrimenkul Danışmanı kardeşim Hızır Aksoylu’nun yaz sezonunun gelmesiyle sitelerde yine tartışma konusu olmaya başlayan klasikleşmiş bir sorundan hareketle kaleme aldığı bugünkü yazısında “sitelerde havuzdan, sosyal tesisten kiracılar mi, mülk sahipleri mi yararlanır” eksenindeki yazısını okuyunca da hemen o taşı yazıya döküp paylaşmak istedim.
Hızır Aksoylu’nun kaleme aldığı konu içinde bulunduğumuz aylarda çok sık karşılaştığımız bir konu. Çok da net yazmış; yönetim planında aksi belirtilmedikçe ister kiracı, ister mülk sahibi olsun “konutta, mülkte ikamet eden kimse ve ailesi havuzdan, sosyal tesisten vb den yararlanır.”
Zira fiiliyatta o sosyal donatılar dahil yönetime ortak alanlar için aidat ödeyen, mülkte yaşayan – ikamet edenin hakkıdır ortak alanları kullanmak. Kiralamışsan kullanım hakkından da vazgeçmişsindir.
Aslında konuyu sadece siteler içinde sınırlandırmamak lazım. Uygulamada iş yeri olarak kiraladığı mülkün bir anahtarını farklı gerekçelerle kendi uhdesinde tutan mülk sahipleri ile de karşılaşıyoruz. Elbette hakları yok, kiracının iyi niyetini, zaafını kullanmaktalar.
40 yıl öncesine, Lunapark Gazinosunda ki eş dost ağırlama konumuza açılım getirerek tamamlayayım. Lionsların o gecesinden aldığım ders sonrasında salonu eğer komple kiralamışsak konuklarımızı sahneye – salona yukarıdan hakim ışıkçıların görev yaptığı balkonda ağırlar olduk. Bir nev’i loca gibi.
Ama şimdi düşünüyorum da aslında bizim salondan bağımsız balkonda da konuk ağırlamaya hakkımız yoktu!
Recep Ali Aksoylu
25 Haziran 2025, Kadıköy
