Alim, bundan 108 yıl önce Prof. Dr. Ali Rıza Erten’in kaleme aldığı bir makale ile Doğu Karadeniz’de çay tarımının mümkün olduğunun gündeme geldiğini hatırlatarak, “Takip eden süreçte, 6 Şubat 1924 tarihinde çıkarılan 407 Sayılı Kanun ile bölgemizde çay tarımının önü açıldı. Zihni Derin ve azimli emekçilerin gayretiyle çay, bölgenin kaderini değiştirdi. Göç veren Doğu Karadeniz, çay sayesinde göç alan, sanayileşen ve istihdam yaratan bir merkez haline geldi” dedi.
Türkiye’nin kişi başına yıllık 3,5 kilogramlık tüketim ile dünyada en fazla çay içilen ülke olduğunu vurgulayan Alim, “Bizler, çay fabrikalarında gece gündüz çalışan işçilerimizin, dağ taş demeden bahçeleri işleyen çiftçilerimizin ve yılgınlık bilmeyen idarecilerimizin mücadelesini yüreğimizde hissederek yolumuza devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Son günlerde çay üzerine yapılan olumsuz söylemlerin hem üreticiyi hem de bu değeri bugüne taşıyan emektar insanları incittiğini belirten Alim, Türk çayının dünyadaki benzerlerinden farklı olarak kimyasal kullanılmadan üretildiğine dikkat çekti. “Bu nedenle çayımıza yönelik küçümseyici tavırlar, büyük bir haksızlıktır” diyen Alim, şu çağrıda bulundu:
“Kendi değerlerimiz söz konusu olduğunda; çay, hububat, meyve, beyaz eşya ya da otomobil fark etmeksizin hepsine sahip çıkmalıyız. Bir ülkenin yükselmesinin yolu da bu birlikten geçiyor. İşçimizden girişimcimize, gençlerimizden aydınlarımıza kadar herkesin aynı hedefte yürümeye devam etmesini diliyorum.”