ADNAN ONAY
Rize, coğrafi olarak dar alana sıkışmış, düz arazisi oldukça az küçük bir il. O nedenle; arazi değeri diğer illere göre çok daha yüksek.
Durum böyle olunca kamulaştırma usulü yapılan devlet yatırımları zaman zaman devletle, arazileri kamulaştırılanları karşı karşıya getiriyor. Devletin yatırımlar için yaptığı kamulaştırma meşru bir araç olsa da, uygulamadaki değer belirlemeleri, yapılan bazı yanlış uygulamalar ve gecikmeler malları kamulaştırılan bireylerin birçoğunun tepkilerine yol açıyor.
Kamulaştırmalarda, devlet ile halk arasındaki ihtilaf nedenlerinin başında arazilere biçilen rayiç bedeli geliyor. Değerlemelerde genel bir oranla yola çıkılması, bilirkişilerin mevcut durum üzerinden hareket etmesi farklı farklı itirazları kaçınılmaz hale getiriyor.
Zira; belediye imar planlarının nihai bir alanı kapsamaması, belediye sınırlarının içini ve dışının ayrı bir değerlendirmeye tabi tutulmasının yanı sıra, bölgesel gelişmenin mevcut arsa ve tarlaların ileride elde edeceği değer artışının dikkate alınmaması da bir başka itiraz nedenini oluşturuyor.
Anayasa’nın 46. maddesi ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu, gerçek bedelin peşin ödenmesini ve adil dengeyi şart koşar; ancak uygulamada düşük bedel tespiti, gecikmeli ödemeler, acele kamulaştırmanın kötüye kullanımı ve kamulaştırmasız el atmalar gibi sorunlar, mülkiyet hakkını zedelemekte ve maalesef ortaya çıkan sorunlar kronik bir soruna dönüşmekte.
Rize’de bugüne kadar yapılan kamulaştırmalarda çeşitli mağduriyetlerle karşı karşıya kalındı. Karayolları, TOKİ konut projeleri, içme suyu yatırımları ve turizm dönüşümleri vb. gibi mega projeler için acele kamulaştırma kararları alınırken, vatandaşlar düşük bedel tespiti, projeden vazgeçilmesine rağmen ödenen paraların geri istenmesi, çay tarlalarının ve evlerin geçim kaynaklarından koparılması gibi sorunlarla karşılaştılar. Bu sorunların bir kısmı hala çözülebilmiş değil.
Yeniköy güzergahında yapılan kamulaştırmalar, AVM çevresinde alınan acele kamulaştırmalarda ortaya çıkan düşük rayiç bedeller birçok mağduriyete yol açtı.
Sadece Rize merkez ve çevre köylerde değil, Çayeli, Güneysu ve Pazar gibi ilçelerde içme suyu, yol ve millet bahçesi projeleri için acele kararlar sıkça uygulanmış; çay fabrikaları ve tarım arazileri kamulaştırılmalarında da sorunlar yaşanmıştır.
Yine; Sel sonrası afet gerekçesiyle 2021’de alınan kararlar, bedel tespitlerinde yetersiz kalmış, malikler yıllarca dava süreçleriyle uğraşmak zorunda bırakılmıştır. 2024-2025’te de Karayolları ve DSİ projeleri için yeni acele kamulaştırmalar Resmi Gazete’de yayımlanmış, vatandaşlar rayiç bedel yerine düşük tekliflerle karşılaşmıştır.
Yaşanmış ve yaşanmakta olan bu olımsuzluklar Lojistik liman için yapılacak kamulaştırmalarda mutlaka dikkate alınmalı, kamulaştırmada mal sahiplerinin talepleri karşılanmalıdır.
İyidere Lojistik Projesinin tamamlanmasına yönelik olarak liman çevresinde antrepo ve depo inşası için yaklaşık 1000 dönüm arazinin acele kamulaştırılacak olması yaşanmış mağduriyetler nedeniyle arazileri kamulaştırılacak kişilerin çeşitli endişelerine yol açmaktadır.
AK Parti Rize İl Başkanı Yılmaz Katmer’in geçtiğimiz günlerdeki açıklamalarına göre, Lojistik Liman çevresinde alan tespiti tamamlanmış, bakanlığa yazı gönderilmiş ve 2026’nın ilk aylarında acele kamulaştırma kararı beklenmektedir. Bu alanlar, lojistik merkezin verimli çalışması için zorunlu görülmekte olup, Rize tarafında endüstriyel vadi planlaması kapsamında yer almaktadır. Yetkililer, “kimseyi mağdur etmeyeceğiz” güvencesi vermiş, bedellerin adil olacağını ve sürecin uzlaşmayla yürütüleceğini belirtmiştir. Ancak, belirttiğim gibi geçmiş deneyimler nedeniyle vatandaşlarda düşük bedel, enflasyon erimesi ve arazi kaybı endişesi bulunmaktadır.
Bu bölgede yapılacak kamulaştırmalarda halkın taleplerinin dikkate alınmaması sık sık gündeme getirdiğim Erzurum -İyidere Lojistik Liman arasındaki demiryolu konusu için de son derece önemlidir. İyidere Lojistik çevresindeki kamulaştırmalarda ortaya çıkacak olumsuzluklar gelecekte o güzergahta yapılacak her yatırım için de olumsuz etkilere yol açacak, ileride ihtiyaç duyulacak kamulaştırmalara karşı tepki zemini oluşturacaktır.
Umarız, kamulaştırmalar herhangi bir olumsuzluğa yol açmaz, siyasilerin ve devlet yetkililerinin belirttiği gibi her şey halkın rızasına uygun şekilde sonuçlanır..
