Makale:Adnan ONAY
Banu Avar, 2000’li yılların başlarında TRT’de yaptığı “sınırlar arasında” programında egemen güçlerin ülkeleri nasıl kontrol altına alındığını anlatıyordu. O yıllarda iktidar ABD ilişkilerinin seyri bu programın sürdürülmesine olanak tanımadı ve ilgiyle izlenen bu program yayından kaldırıldı.
Banu Avar, o gün, bugün yazılarıyla, kitaplarıyla, konferanslarıyla sesini duyurmaya çalışıyor.
Avar’ın yeni kitabı olan “Alaycı Kuş” bir kuştan yola çıkarak egemen güçlerin toplumsal bilinçlenmeyi hangi yollarla önlediğini, toplumu nasıl yönlendirdiğini anlatıyor.
Alaycı Kuş , çok ilginç bir kuştur. Bilimsel adı “mimus polyglottos” olan bu kuş, duyduğu her sesi taklit etme, sesin aynısını verme yeteneği olan bir kuş.
Egemenlerin toplumu yönlendirmek için kullandığı, onların dediklerini harfiyen yerine getirenler “alaycı kuş”
olarak tanımlanmakta.
Amerikan istihbaratı bu nedenle olmalı ki Soğuk Savaş döneminde, “Alaycı Kuş” adını verdiği operasyon (Mockingbird Operation)” ile gazetecileri kullanmıştı.
Banu Avar bu kitabında dünya’nın son yüzyıl boyunca nasıl şekillendirildiğini örnekleriyle anlatıyor. Elitlerin, egemenliklerini sürdürmek için ne tür oyunları sahneye koydukları, amaç ve hedeflerine ulaşmak için izledikleri yolları tek tek sıralıyor. Başta medya mensupları, gazeteciler olmak üzere sanatçılar, yazarlar, aktivistler, siyasetçiler, STK’lar, yardım kuruluşları, sahte muhalefet partileri, güdümlü düşünce kuruluşları gibi bir çok kurumun elitler tarafından nasıl dizayn edilerek kullanıldığını, bunlar aracılığıyla toplum yapısının egemenlerin kendi istekleri doğrultusunda nasıl şekillendirildiğini, hedef ülkelere operasyonların nasıl yapıldığını ayrıntılarıyla gözler önüne seriyor.
Avar’ın kitabında değindiği gibi; “Adını hiç duymadığımız adamlar tarafından yönetiliyoruz, zihinlerimizi onlar biçimlendiriyor, zevklerimizi onlar şekillendiriyor ve fikirlerimizi onlar telkin ediyor. Halkın zihnini kontrol eden düğmelerle oynayanlar onlardır.”
Toplumu yönlendirecek düğmeleri elinde bulunduranlar haliyle “alaycı kuşlar”ını da iyi besliyorlar. Onlar da karşılığında aslına benzer, sahte yapılar oluşturuyorlar.
Bu doğrultuda, bu güçler muhalefeti de kendileri oluştururlar. Bu konuda kitabında şöyle diyor Avar;
“Toplumda sisteme “Razı olan”lar ve “Razı olmayan muhalifler” vardır. “Razı olan” toplum, ana akım medyanın yaydıklarına biat eder, yalan ve uydurmalara boyun eğer. Bunun karşıtı “muhalefet imalatı”dır. Sahte muhalefettir. Anlaşılması çok zor, ince bir manevradır bu. Halkın demokrasiye inanması için sistemin izin verdiği ölçülerde bir muhalefet var olmalıdır. Yerleşik toplumsal düzeni tehdit etmedikleri sürece muhalif yapıların var olması, dünyayı kontrol eden elitlerin çıkarınadır. Amaç muhalefeti bastırmak değil, tam tersine biçimlendirmektir çünkü.
Ekonomik elitler, meşrutiyetlerini korumak için küresel kapitalizmi sarsabilecek radikal protesto biçimlerinin gelişmesini önlemek amacıyla sınırlı ve kontrollü muhalefet biçimlerini desteklerler. Bir başka deyişle “muhalefet üretmek”, Yeni Dünya Düzeni’ni koruyan ve ayakta tutan bir emniyet “sübabı”dır.”
Demokrasi, bu düzeneği kurmak için elverişli bir sistemdir..
“Çağımızın kapitalizminde demokrasi illüzyonu ile kitleler yönetilir.Yerleşik toplumsal düzeni tehdit etmediği sürece muhalefet ,egemen elitlerin çıkarınadır. Amaç,muhalefeti bastırmak değil muhalefetin sınırlarını belirlemek,muhalif hareketi şekillendirmek ve kalıba sokmaktır.(M.Choussudovsky)
Özetle; egemenlerin başta medya ve siyaset olmak üzere toplumun her kesimini nasıl sahte yapılarla donattığını anlamak isteyenler için “alaycı kuş” kitabı okunması gerekli kitaplardan biri.
Rize Kitap Fuarına davetli olan Banu Avar, bu ve önceki kitaplarını okuyucuları için imzalayacak. Ayrıca, bu konularla ilgili olarak okuyucularla sohbet olanağı da varmış..
İlgi duyanlara iletmek istedim..