Filozof Sosyolog Kaleminden
—————–
Bazı bağlar vardır, ip gibi görünmez ama kopmaz.
Ne doğumla çözülür ne zamanla incelir. Anne karnında atmaya başlayan bir kalp, yalnızca bir yaşam belirtisi değildir; aynı anda iki bedende yankılanan tek bir ritmdir. Biri büyürken,
diğeri değişir. Biri şekillendiren, öteki yeniden yazılır. Bilim buna hücre der. Ben buna hatıra diyorum.
Çünkü bir çocuğun annede bıraktığı iz, yalnızca kanda dolaşan bir parça değildir.
O iz; annenin bir sabah sebepsiz uyanıp içinin daralmasında, bir anda kalbinin hızlanmasında, uzakta olan evladının adını duymadan hissetmesindedir.
Sadece anne verir sanılır. Oysa annelik karşılıksız değildir. Bebek de verir: onarıcı bir sabır, bedene yerleşen bir dayanıklılık, kalbe kazınan bir “yalnız değilsin” duygusu. Bu yüzden annelik, fedakârlık masalı değildir. Bu, iki canın
aynı bedende anlaşmasıdır.
Kalp atışını bir çerçeveye almak, aslında şunu söylemektir: “Bu bağ gerçektir. Görünmese de vardır. Ve asla geçmez.” Bazı sevgiler unutulur. Bazı izler silinir, ama anne ile çocuk arasındaki bağ, hücreye kadar inmişse artık kader olur. Kalp atar. Hatıra kalır.
Anne ve çocuk birbirini ömür boyu içeriden taşır.
Heart Print o halin anlatıcısıdır.
