Makale:Adnan ONAY
Ç.Rizespor oldukça zor süreçlerden geçiyor. Takımın beklenmedik kötü sonuçlar alması sonucunda bilindiği gibi bir süre önce tatsız olaylar yaşandı.
Kulüp Başkan yardımcısı Adnan Er görevinden ayrıldı, sonrasında da alınan kötü sonuçlar tartışmaların devamına neden oldu.
Fenerbahçe’yle sahamızda oynadığımız karşılaşmada 2-0 galibiyetten 5-2 mağlubiyete düşülmesi ise hem tepkilere yol açtı, hem de ortaya çıkan bahis skandalıyla birlikte şike iddialarının ayyuka çıkmasına yol açtı.
Önceki hafta sahamızda bu kez Kayseri spora da yenilince Teknik Direktör İlhan Palut istifa etti. Çaykur Rizespor, İlhan Palut’tan boşalan teknik direktörlük koltuğu için Konyaspor’dan ayrılan Recep Uçar ile prensip anlaşmasına vardı.
Yeni hocanın ekibimize bir canlılık kazandırması söz konusu olsa da, bahis konusunun kulübümüzü bir müddet daha zora sokması muhtemel.
Türkiye’de futbol dünyasını sarsan yasadışı bahis soruşturması, son aylarda hakemlerden futbolculara, oradan da kulüp yöneticilerine ve federasyon temsilcilerine uzanan bir domino etkisi yaratmış durumda.
Ekibimiz Ç.Rizespor’un içinde bulunduğu zor şartlara ilaveten bazı Yöneticilerinin de bu skandalda yer almış olması oldukça sıkıntılı bir süreç.
Durumun tam boyutu bilinmezse de geçtiğimiz günlerde Kulübün üç yöneticisi, bahis oynadıkları iddiaları üzerine istifa etmek zorunda kaldı.
Başka kulüplerde de benzer istifalar var.. İstifalar genel olarak Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) başlattığı geniş çaplı bir iç soruşturmaya dayanıyor. TFF, son beş yılda yasadışı bahis platformlarında işlem yapan futbol camiası mensuplarını tespit etmek için dijital izler, banka kayıtları ve MASAK raporlarını inceledi. Rizespor’da istifa eden üç yönetici bu taramada adı geçenler arasında yer aldı. İstifaları, TFF’nin “itiraf et ve görevden ayrıl” politikası doğrultusunda gönüllü olarak sunuldu. Bu yaklaşım, federasyonun daha sert yaptırımlardan kaçınmak için kullandığı bir strateji olarak görülüyor. Yöneticiler, bahis oynamanın ötesinde, kulüp içinden erişim sağlama veya teşvik etme gibi iddialarla karşı karşıya kalmış olabilirler. Nitekim soruşturma dosyalarında, bazı kulüplerin bahis ağlarında “ara aktör” olarak rol aldığına dair ipuçları mevcut.
Ç.Rizesporda bahis nedeniyle istifa edenlerle ilgili soruşturmanın nasıl seyredeceğini bilemiyoruz ancak eğer bu kişilerden herhangi biri kendi takımlarının maçlarında da bahis oynamışlarsa konunun boyutu iyice ipe sarar.
Umarım böyle bir şey söz konusu değildir. Aksi halde kulüp de oldukça zora girer.
İstifaların ardından hukuken nasıl gelişmeler yaşanacağıyla ilgili farklı görüşler var.
İhtimaller açısından bakıldığında, bu istifalar birkaç senaryoyu akla getiriyor.
Birincisi, basit bir “oynama” suçu: Yöneticilerin kişisel olarak yasadışı sitelerde (örneğin, yurt dışı tabanlı platformlarda) bahis yaptığı ve bunun TFF’nin disiplin kurallarını ihlal ettiği. Bu durumda, 7258 sayılı Kanun’un 5. maddesi gereği idari para cezaları (5 bin ila 20 bin TL arası) ve TFF Disiplin Talimatı’na göre 3 aydan 1 yıla kadar müsabaka yasağı kaçınılmaz.
Ancak ihtimaller burada sınırlı kalmıyor; ikincil senaryo, bahis organizasyonuna katılım. Eğer yöneticiler, takım içinden bahis havuzu oluşturmuş veya maç sonuçlarını etkileyecek teşvikler sağlamışsa, iş Türk Ceza Kanunu’nun 227. maddesine (müsabaka sonucunu etkileme) kayıyor. Bu, 1 ila 3 yıl hapis ve 20 bin güne varan adli para cezası anlamına geliyor –hatta bahis bağlantısı tespit edilirse ceza yarı oranında artıyor.
Üçüncü ve en karanlık ihtimal ise şike ağına dahil olma: Son dönemde basına yansıyan raporlara göre, bahis skandalı kara para aklama ve organize suç unsurlarıyla iç içe. Eğer herhangi bir kulüp yöneticisinin kulüp bütçesini bahis akışına entegre ettiği şüphesi varsa, 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun devreye girer ve soruşturma savcılığa taşınır. Bu senaryoda, istifalar sadece bir ön savunma mekanizması olur; arkasından gözaltılar ve kulüp bazında puan silme cezaları gelebilir.
Sonuçlar ise hem bireysel hem kurumsal düzeyde ciddi sonuçlar doğuracak nitelikte olur. Bu durumla karşı karşıya kalan herhangi bir Kulübün, Süper Lig’de puan silme (3 ila 12 puan arası) veya küme düşme tehdidiyle karşı karşıya kalması söz konusu.
TFF’nin 45 klasman temsilcisini istifa ettirmesi, emniyet teşkilatına sıçrayan polis müdürleri soruşturması ve 1024 futbolcunun PFDK’ya sevk edilmesi, ligin meşruiyetini sorgulatıyor. UEFA ve FIFA’dan gelecek yaptırımlar Avrupa kupalarından men gibi sonuçlar da doğurabilir.
Bakalım bu filmin sonu nasıl bitecek..!
Kalkandere İlçe Milli Eğitim Müdürü ve eğitimci Aydın Mertayak ’ın kaleme aldığı “Düşünceden Kaleme: Fikirlerin…
Saadet Partisi lideri Arıkan, 11. Yargı Paketi’nin on binlerce adli hükümlünün tahliyesine kapı aralarken düşünce…
ADNAN ONAY Bir panele katılmak amacıyla Şırnak-Cizre’ye gelen Eski Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY)…
Artvin’in Yusufeli ilçesine bağlı Alanbaşı köyünde bulunan esrarengiz bir hayvan iskeleti, bölgede merak ve endişe…
DEVA Partisi Rize İl Teşkilatı, Saadet Partisi Rize İl Başkanlığı’nın 8. Olağan İl Kongresi’nde yeniden…
Rize Yeşilay Şubesi Kadın Komisyonu Aralık ayı kitap tahlilini Juan Goytisolo’nun Saraybosna Günlüğü kitabı ile…