Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Ecevit bunun için toprak reformu şart demişti!

Bülent Ecevit “Türkiye’de Kürt Sorunu Hiç Olmadı” Demişti

Bülent Ecevit “Türkiye’de Kürt

Kıbrıs’ın kurtarıcısıydı, halk adamıydı, Karaoğlandı, gerçek devlet adamıydı…

İnternette yayında olan aşağıdaki videosunu yazıya döktüm.

https://www.youtube.com/watch?v=AP6PYwatbak

            Akis Haber kaynaklı videonun alt yazısı şöyle:

Rahmetli Bülent Ecevit “Türkiye’de Kürt Sorunu Hiç Olmadı” Lütfen Dinleyiniz

            Görüntüde, Bülent Ecevit bir köy avlusunda partililerle sohbet etmektedir. Kamerayı kullanan gazetecinin ismini belirleyemedim, özür dilerim.

Soru: Siz Güney Doğu sorunu diyorsunuz, bazıları Kürt sorunu diyor. Siz altını çizerek söylüyorsunuz.

Ecevit:

Kürt sorunu olsa Bâlâ’da da olurdu, Haymana’da da olurdu, Kulu’da da olurdu, Cihanbeyli’de de olurdu.

Güneydoğu’nun dışında Kürt sorunu diye bir şey yok! Çünkü aramızda ayrı gayrı yok. Asırlar boyunca birbirine kız alıp vermişler.

Kürt kökenli vatandaşlarımız general olmuş, başbakan olmuş, cumhurbaşkanı olmuş. Bir kere bizim Türkiye’de öyle bir geleneğimiz var ki, o kadar ırk ayrımcılığından uzağız ki, bir vatandaşımıza sen hangi ırktan geliyorsun diye sorulmazdı, hatta ayıp sayılırdı.

Mesela ben üç defa hükümet kurdum. Kurduğum bakanlar kurulu içinde bazı bakanların Kürt kökenli olduğunu aradan aylar geçtikten sonra tesadüfen öğrendim.

Aklımdan geçmiyordu, falanca Türk kökenli mi falanca Kürt kökenli mi? Falanca Alevi mi Sünni mi diye soruşturmayı ben ayıp sayardım. Halkımızın büyük çoğunluğun da davranışı aslında böyledir.

Bir kere her şeyden önce bu ayrılıkçı hareketler dışarıdan körükleniyor. Orta Doğu çok önemli bir bölge. Petrol bölgesi. Asya’nın Avrupa’nın kavşak bölgesi. Çok önemli bir yerde, bu çok önemli bölgenin en önemli ülkesi de Türkiye.

Şimdi bu emperyalizmin bir kuralı vardır. “Böl parçala yönet.” Bizim Azerbaycanlı kardeşlerimiz kendi güzel Türkçeleriyle “Ayır Buyur” diyorlar.

Ha şimdi, bölecek ayıracak ki kendi buyruğu geçebilsin.

Bir ülkede öyle bir sorun yoksa bile bölge dışındaki devletler öyle bir sorun yaratmaya çalışırlar.

Türkiye’yi de bölmeye doyamadılar. Sevr anlaşmasını biz Kurtuluş savaşıyla çöpe atınca bazılarının hevesleri kursaklarında kaldı. Şimdi Orta Doğunun önemi büsbütün arttı, çünkü buna bir de Orta Asya eklendi.

Orta Asya’da da Kafkasya’da da bizim kardeşlerimiz yaşıyor, umutlarını bize Türkiye’ye bağlamışlar.

Ama bazı müttefiklerimiz Türkiye bizim kontrolümüzden denetimimizden çıkmasın, Türkiye’yi biz dilediğimiz gibi kullanabilelim, kendi başına hareket edemesin diye, baskı altına, bölünme tehdidi altına aldılar.

Bu, dışarıdan gelen nedeni. Bir de iç nedeni var.

Şimdi Güney Doğu Anadolu’nun, tarihten gelme nedenlerle bir çağ dışı feodal yapısı var. Feodal yapı ne demek? Bir çeşit derebeylik demek. Ağalar, bir takım aşiret reisleri, hepsi bir. Ama, büyük çoğunluğu halkı kulları gibi görmeye alışmışlar, sömürüye alışmışlar. Kürt kökenlisini de Türk kökenlisini de Süryani Arap kökenlisini de sömürmeye alışmışlar.

Devletimiz aslında, o bölge kalkınsın diye, cömertçe teşvikler sunmuştu. Bu teşvikleri de almışlar o beyler ağalar, Güney Doğu’da birer hayali fabrika kurmuşlar. Hayali Fabrika tabiri, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odasının tabiridir. Hayali fabrika ne demek? Bir dört duvar örüyor, içine de bir uydurma makine koyuyor, ama asıl yatırımını gidip Türkiye’nin kalkınmış bölgesine yapıyor.

Şimdi, neden o bölgenin bu güçlü beyleri ağaları böyle davranıyor? Çünkü bölgeleri sanayileşip kalkınsa, fabrikalarla donansa ne olacak, okulları olacak, gidip işçi olacak, iş adamı, girişimci olacak ve özgür olacak. Böylelikle o beyin ağanın da tafrası sona erecek.

Bunu istemedikleri için, o bölgede öyle çağ dışı geri kalmış bir yapıyı alıkoyuyorlar. O zaman o bölgenin toplum yapısı Türkiye’nin başka bölgelerinin toplum yapısından farklı oluyor, bütünleşemiyor. Bütünleşemeyince de bölücü akımlara elverişli bir zaman oluşuyor.

Şimdi biz olsak ne yapardık?

Elbette orda güvenlik için önlem alırdık, ama, önceliği o bölgeyi sanayileşmeye, fabrikalarla donatmaya verirdik. Söylediğiniz gibi, önceliği toprak reformunu yapmaya…

Soru: Toprak reformu. Hep biz senden duyuyoruz abiy…

Ecevit:

Orda büyük bir toprak adaletsizliği var. GAP devreye girdiği zaman ne olacak biliyor musunuz? GAP’tan yararlanan bölgede toprak verimi, on, onbeş kat artacak. O zaman gelir dağılımındaki adaletsizlik de on onbeş kat artacak. Ben korkarım asıl patlamalar o zaman olacak.

(Video burada kesilmiş. Bence, GAP devreye girmeden önce toprak reformunu yapmak gerekir diyordu. MM)

Ecevit, ışıklar içinde olsun. Soruna böyle doğru bakan devlet adamı bir daha gelmedi.

Toprak reformu Atatürk’ün de masasında kaldı, gerici isyanlarla boğuşmaktan fırsat bulamadı.

Sonra, Köy Enstitülerini de kendi ağalıkları bitmesin diye kapattılar.

Sonra, Narine kıydılar, katili sakladılar, Cumhuriyet Hukukunu geçersiz kıldılar.

Parlamentoya doluştular, çifter çifter partiler kurdular, meclisin gündemini esir aldılar.

Silahlı terör örgütü kurdular, 40 seneden beri Türk askerine silah sıkıyorlar.

Artık Suriye yıkıldı, dünya savaşı sınırımıza dayandı, ağalar ağa babalarıyla aleni birleştiler, bizden toprak istiyorlar!

Ecevit, bunun için toprak reformu şart demişti!

 Mahiye Morgül

22.2.2023 -Rize

Onwin Giriş Betturkey Giriş Onwin Giriş Betturkey Giriş Deneme Bonusu Veren Siteler Betturkey Giriş Otobet Giriş Otobet Giriş