Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Fatih Erbakan: “Küresel güçlerin yeni oyunu İklim Kanunu’na karşı çıkıyoruz!”

Meclis’te görüşülen İklim Kanunu’na ilişkin itirazlarını dile getiren Dr. Fatih Erbakan, “Hükümetin, Dünya Bankası ve Uluslararası kuruluşlardan kredi alabilmek, para bulabilmek için Küresel güçlerin baskısıyla çıkarmak istediği İklim Kanunu’na karşı çıkıyor ve Meclis’te tüm vekillerimizle birlikte ret oyu vereceğimizi ilan ediyoruz” dedi.

Meclis’te görüşülen İklim Kanunu’na

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, partisinin Aylık Olağan İl Başkanları Toplantısı öncesinde önemli açıklamalarda bulundu. Dr. Erbakan, kamuoyunun gündeminde olan “İklim Kanunu”na ilişkin partisinin neden karşı olduğunu gerekçeleriyle açıklarken, dış politika ve iç siyasetteki gelişmelere dair de değerlendirmelerde bulundu.

 

“İklim Kanununa Ret Oyu Kullanacağız”

 

TBMM Genel Kurulu’nda görüşüen İklim Kanununa neden karşı oldukları hakkında “Küresel Isınmanın Abartılması, Sorumlunun Türkiye Olmaması, Paris İklim Anlaşmasının Samimiyetsizliği, İktidarın Çevre Politikalarının Samimiyetsizliği, Halkın İtirazı, Özgürlük Kısıtlamaları ve Küresel Planlar” şeklinde 6 madde sıralayan Erbakan şunları söyledi:

 

“Yeniden Refah Partisi olarak; 6 sebepten ötürü İklim Kanunu’na karşı çıkıyoruz. İklim Kanununa karşı mecliste ret oyu kullanacağız.

 

Bilim bize, daha fazla atmosferik CO2’nin ısınmayı artıracağını söylemektedir. Evet bu doğru. Ancak burada ısınmanın düzeyi önemlidir. Atmosferik CO2 seviyelerinin iki katına çıkması durumunda dahi sıcaklık 1c bile artmamaktadır. NASA uydu verilerinin 1995-2015 yılları arasındaki ortalama küresel sıcaklık değişikliklerini gösteren haritaları atmosferik CO2 seviyelerinde yüzde 13’lük bir artış olsa da, bu yirmi yıllık dönemde atmosfer yalnızca 0,05c ısınmıştır. Yani bu verilere göre atmosferdeki CO2 seviyesi bu oranla artmaya devam etse dahi, tam 400 sene sonra dünya sıcaklığı sadece 1c artmış olacaktır. Dolayısıyla ortada felaket senaryosu yazacak bir durum yoktur… Alarm çanları çalmıyor. Şu an için herhangi bir felaket senaryosu yoktur.

Bir diğer sebep, bilimsel verilerin karbon emisyonunun ne sorumlusunun ne de çözüm coğrafyasının Türkiye olmadığı gerçeğini gösteriyor olmasıdır. Global Carbon Atlas’ın ve Uluslararası Enerji Ajansı’nın 2023 yılı verilerine göre; Dünya’nın en çok karbon salınımı yapan ilk 3 ülkesi toplam salınımın yüzde 52,6’sını yapıyor. Başta da Amerika ve Çin var. Türkiye’nin dünya karbon salınımındaki payı ise yüzde 1,1. Bizim payımız yüzde 1 iken neden iklim kanunu çıkarıp vergi verelim?

Gelişmiş ülkelerin “kişi başına Karbon Salınım ortalaması” 15 tonCO2, gelişmekte olan ülkelerin kişi başına ortalaması ise 5 tonCO2’dir. Bu istatistik bile, karbon emisyonu sorununun gelişmekte olan ülkelerden değil, gelişmiş ülkelerden kaynaklandığının açık bir göstergesidir.

Dolayısıyla biz, sözde iklim değişikliğinin ve bu karbon emisyonlarının asıl müsebbipleri kimse, önce onlar belirgin ölçüde bu önlemleri alsın, salınımlarını azaltsın, bunun için de Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere karbon vergisi adı altında yeni vergiler tanımlanmasın diyoruz.

ABD, Paris İklim Anlaşması’ndan çekiliyor. Çin, Anlaşmadan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmiyor. Ama her nedense; Dünya’yı asıl kirleten ülkeler yerine Türkiye pilot ülke seçiliyor. Bu tamamen mantıksız ve adaletsiz bir durumdur.”

“Açık ve Net Bir Şekilde İklim Kanunu’na Ret Oyu Vereceğimizi İlan Ediyoruz”

İktidarı çevre konusunda yanlış politikalar uygulaması nedeniyle İklim Kanunu konusunda samimi bulmadıklarını belirten Erbakan, şunları ifade etti:

“Yanan ormanların, yeniden orman vasfına dönüştürülebilecek alanların 2B arazisi olarak imara açılması, verimli ovalara ve tarım arazilerine imar verilmesi, HES projesi şartnamelerindeki çevreyi koruma ile ilgili şartlara uyulmaması, çevreyi kirleten ama iktidar yandaşı olan firmalara göz yumulması, başlı başına “Kanal İstanbul Projesi”nin kendisi… Yeniden Refah Partisi olarak iktidarı İklim Kanunu konusunda samimiyetsiz bulmamızın nedenleridir. Siz iktidar olarak bu kadar CO2 salınımına yol açacak, çevreyi kirletecek adımları atıp, sonra da dış güçler istiyor diye “İklim Kanunu” çıkarıyorsunuz. Madem samimisiniz tüm bunları neden yapıyorsunuz? Kanal İstanbul konusunda neden bu kadar ısrar ediyorsunuz? 1 yıl önce vatandaşlarımız CİMER üzerinden 1 milyonun üzerinde imza toplayarak bu Kanuna karşı çıktılar, Kanunun TBMM’ye gelmemesi ve yasalaşmaması için itirazda bulundular ancak her zaman olduğu gibi iktidar bu itirazları duymazdan geldi. İktidarın, bunca vatandaşın rekor imza ile istemediği bir kanunu çıkarmaması gerekir. Küresel güçler daha önce yaptıkları gibi, çevreyi koruma, küresel ısınmayı önleme gibi süslü sözlerle, daha önce pek çok konuda olduğu gibi MRNA aşılarında, İstanbul Sözleşmesi’nde, Irak İşgalinde ‘Demokrasi ve Özgürlük getireceğiz’ dedikleri gibi şimdi de İklim Kanunu’nu dayatmaya çalışıyorlar. Seyahat özgürlüğünün kısıtlanması, yapay et zorunluluğu hatta bir çocuktan fazla yapamazsınız gibi bu işin bu noktalara kadar gitme tehlikesi var. Bu sebeplerden ötürü Yeniden Refah Partisi olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülmekte olan İklim Kanunu’na karşı olduğumuzu ve Yeniden Refah Partili Milletvekili olarak da bun kanuna ret oyu vereceğimizi açık ve net bir şekilde ifade ediyoruz!. ”

Domuzdan Post, Amerikan Yönetiminden Dost Olmaz!”

ABD Başkanı Donald Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a övgüsü ve ABD’nin Türkiye planları hakkında konuşan Erbakan, Gazze’de yapılan Soykırımın ortağı olan Amerikan yönetiminden dost olmayacağının altını çizerek şu şekilde konuştu:

“Trump son derece usta bir politikacı olarak, bizim Türkiye olarak sırtımızı sıvazlamak ve arkasından Suriye’de ve Ortadoğu’da atılacak olan adımlarda bizi yanına çekmek için bir takım sözler sarf ediyor. Bu sözleri bu şekilde değerlendiriyoruz. Bu oyuna gelmemeliyiz. Bizim her zaman söylediğimiz gibi: Domuzdan post Amerikan yönetiminden dost olmaz. Trump’ın Gazze ile ilgili işgal planları ortadadır. Netanyahu ile olan samimiyeti ve işbirliği ortadadır. İsrail’in yapmış olduğu katliamlara olan yaklaşımı ortadadır. Maalesef daha önce de söylediğimiz gibi adeta siyonizmin bir kovboyu gibi hareket etmektedir. Bu nedenle Trump’la bir işbirliği, ortak hareket bizi Ortadoğu’da hem de Ortadoğu’daki Müslüman ülkelerde felakete sürükler. Bu konuda tedbirli olmamız ve bu oyunlara gelmememiz gerekmektedir.”

“DEM Parti ile Koltuk ve Seçim İçin Pazarlık Yapıyorlar”

Erbakan, “Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün DEM Parti heyetini kabul edecek, süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusunu da yanıtlayarak şunları kaydetti:

“Tabii İmralı süreci ile ilgili bizim takip ettiğimiz şudur: Bu pazarlıklar son derece yoğun bir hale gelmiş. Pazarlıklarda PKK’nın talepleri var, Abdullah Öcalan’ın talepleri var. Abdullah Öcalan’la beraber sözde lider kadrosu yargılanmasın ve affedilsi, dokunulmazlık güvencesi verilsin, asıl Suriye’de PKK’nın uzantısı olan ve bizim için tehdit olan PYD ve YPG’ye dokunulmasın, Suriye bu işten ayrı tutulsun, Türkiye’nin olası bir askeri harekatı yapılmasın, Abdullah Öcalan’ın dışarıyla görüşme olanakları iyileştirilsin, yani bir anlamda ev hapsine geçirilsin, Abdullah Öcalan PKK’nın kendi kendini feshetme kararı alacağı kongreye bizzat katılarak bu kararı orada açıklasın, yani İmralı’dan dışarı çıksın gibi talepler var. Bununla ilgili Dem Parti Eş Genel Başkanı da geçtiğimiz günlerde iktidarın gerekli adımları atmasını, hukuki adımlarını atılmasını ve yol haritasının çerçevenin netleştirilmesini talep etti, bu da pazarlıkların yoğunlaştığını gösteriyor. Pazarlıkların karşı tarafında ne var, bu verilecek tavizler karşılığında Dem Partinin mecliste iktidarın gerçekleştirmek istediği anayasa değişikliğine destek olması… Sayın Erdoğan’ın yeniden aday olmasının ve daha kolay bir şekilde seçilmesini sağlanacağı bir anayasanın yapılması ve arkasında yine Dem Parti’nin yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçiminde Sayın Erdoğan’a iktidara destek olması… Ben biraz önce de söyledim, daha önce Dem Parti’ye selam verenleri dahi terörist ilan eden iktidar ittifakının bugün koltuk uğruna, seçim kazanma uğruna siyasi çıkarlar uğruna içine düşmüş olduğu bu durumu aziz milletimizin takdirine bırakıyoruz.”

AK Parti de CHP de Borcu ve Faizi Vatandaşa Yüklüyor”

AK Parti ve CHP arasındaki benzerlikleri detaylı bir şekilde açıklayan Fatih Erbakan, özellikle ekonomi politikaları konusunda iki partinin de yükü vatandaşa yüklediğini belirterek, “AK Parti iktidarı ve CHP’nin benzerliklerinden biri ekonomi politikalarıdır. AK Parti iktidarı her sene bütçeden ödediği trilyonlarca lira faizi zam ve vergiyle 85 milyon vatandaşa yüklüyor. İşte son 5 senede vergilere ve cezalara yaptığı %800 ile %1.000 arasındaki artışlar, getirdiği yeni vergiler ortada. Akaryakıta yaptığı zam %700 oranında!

Buna karşın CHP’nin İstanbul’unda ise 2019-2024 yılları arasındaki 5 yıllık dönemde; İBB “metro projeleri” ve “finansman” adı altında yabancı bankalardan 3,3 milyar dolarlık kredi çekti, bu borcun faizi de 16 milyon İstanbullu’ya yapılan hizmetlere zam yapılarak halka yüklendi. Bu dönemde İstanbul’da suya %500, ulaşıma %650, otoparklara %1.000 oranında zam yaptı.

İşte size AK Parti ve CHP’nin ekonomi anlayışı. Aralarında fark yok. İkisinin de reçetesi borçlanmak ve bu borcun faizini vatandaşa yük olarak yüklemek” dedi.

“Çare Milli Görüş’te, Çare Yeniden Refah’ta!”

Erbakan, “Çare ne AK Parti’de, ne de CHP’de! Çare Milli Görüş’te, çare Yeniden Refah’ta!” diyerek şu şekilde Milli Görüş’ün ve Yeniden Refah’ın önemine dikkat çekti:

“Çifte standartçı uygulamalarla, adamına göre muamelelerle, adaletsizlikle “yaşanabilir” olmaktan iyice uzaklaşan Türkiye’yi “Yaşanabilir TR” haline getirecek olan Milli Görüştür. Paylaşımda Adaleti, Yönetimde Adaleti, Yargıda Adaleti tesis edecek olan Milli Görüştür.

“Önce imtiyazlılar” anlayışı yerine “Önce Millet” anlayışını hakim kılacak olan Milli Görüştür. “Borç-faiz-zam-vergi” ekonomisini ortadan kaldırıp, bunun yerine “üretim-istihdam-ihracat” ekonomisini uygulayacak olan Milli Görüştür. “Önce Ahlak ve Maneviyat” anlayışı ile ahlaki erozyonu ıslah edecek ve sosyal problemleri çözecek olan Milli Görüştür.

“Torpil ve adam kayırma” yerine, “ehliyet ve liyakati” getirecek olan Milli Görüştür. Ekonomik, teknolojik ve siyasi anlamda dışa bağımlılıktan kurtulmuş “Yeniden Büyük TR”yi inşa edecek olan Milli Görüştür. Türkiye’nin öncülüğünde D-60’ı ve sonrasında D-160’ı kurarak, “Adil Bir Dünya”yı inşa edecek olan Milli Görüştür. Milli Görüş bugün Yeniden Refah ile vücut bulmaktadır.”

kaynak:millinizam.com.tr

Bahiscom Mariobet Bahiscom Giriş deneme bonusu veren siteler deneme bonusu