Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

HER SABAH OPERASYONLA UYANIYORUZ 

DOĞAL OLARAK SOKAK SORUYOR 

NELER OLUYOR?

DOĞAL OLARAK SOKAK SORUYOR 

NELER OLUYOR?

Metin KÜLÜNK

Olan şu: Küreselciler olarak tanımlanan, milli devletleri tasfiye etmek isteyen bir akıl var.

Bir kez daha parçalanmış Osmanlı’dan sonra parçalanmış Türkiye peşinde koşan bir akıl bu.

 

Türkiye’de kraliyet ailesinin yanında nişan takılmaktan, kadeh kaldırmaktan memnun olan; tamamen küreselcilerin politikalarını içerde savunup uygulayan bir isim kontrolünde, 2014 yılından itibaren “Türkiye’de Erdoğan devrilsin, ne olursa olsun” sürecini yönetiyorlar.

 

2019’da Ekrem İmamoğlu’nu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı yapmanın önünü açan adres, aynı adrestir: “Erdoğan devrilsin, Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanı olsun, Türkiye’de Zelenski dönemi başlasın.” Bir taraftan PKK üzerinden küreselcilerin hedefleri gerçekleşirilmek istenirken, öte yandan ikinci bir Zelenski modeliyle Türkiye ile Rusya arasında savaş çıkarılsın ve Anadolu coğrafyası Türk milleti için mezar olsun istiyorlar.

 

Ancak sayın cumhurbaşkanımız ve Sayın Devlet Bahçeli’nin soğukkanlı liderlikleri ile devlet hattı her iki kirli oyunu bozmak için de çok güçlü bir mücadele veriyorlar.

 

Sayın Erdoğan bütün bu süreçlere direndiği için hedef alınıyor.

Sayın Erdoğan, Anadolu topraklarındaki devletimizin varlığının devam etmesini istediği için hedef.

 

Ekrem İmamoğlu üzerinden denenen model, bilinsin ki AK Parti içindeki Erdoğan’a yakınmış gibi görünenlerin üzerinden güçlendirildi.

 

Bunun içinde siyasetçiler var,

işadamları var, Tepebaşı’nda konumlanmışlar, Boğaziçi’ndeki aşiretler var, FETÖ var, PKK’nın bir kanadı var — yani “var da var.”

 

Ve onlar,

Ekrem İmamoğlu üzerinden Erdoğan’ı devirerek bu ülkede 1939 sonrasında kurdukları yapının egemenliğini sürdürmeyi hedeflediler.

 

Atatürk’ün bağımsızlıkçı politikaları, 1939 sonrası küresel güçlerin merkezi olan Gladyo tarafından altüst edilerek; küreselci stratejiler doğrultusunda Türk milletinin ve Türk devlet geleneğinin yok sayıldığı bir model inşa edildi.

(Altını çizerek söylüyorum: Atatürk’ün vefatının ardından ele geçirdikleri egemenliği sürdürmek istiyorlardı.)

 

Diğer yandan, Erdoğan’ın yanında duruyor gibi görünenler; Ekrem İmamoğlu projesine Abdullah Gül ile birlikte destek verip sahip çıkanlar, Erdoğan’a “Artık çekil, görevi devret” tavsiyelerinde bulunuyorlardı.

 

Bu kişiler, AK Parti iktidarı döneminde zenginleşmiş; hatta zenginleşmenin de ötesine geçerek, kanunlaşmış ve kahramanlaşmışlardı. Sermayenin her dönemde yaptığı gibi, “Siyaseti de devleti de biz belirleriz.” noktasına gelmişlerdi.

Küresel finans elitleriyle iş birliği yaparak Türkiye’ye yönelik operasyonların bir parçası hâline gelen bu çevreler, sürecin tam merkezinde yer aldılar.

 

Sayın Erdoğan’ın yüzüne gülüp, arkasından onu devirmek için yürütülen operasyonlara her anlamda destek veren bu ikiyüzlüler; AK Parti’nin tabanındaki masum ve mazlum insanların emeklerinin üzerinde ekonomik olarak yükselirken,öte taraftan Türkiye’ye ihanet sürecinin tam göbeğinde duruyorlardı.

 

Ve Erdoğan’ı devirerek, kendi sermaye güçlerinin Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı olduğu bir düzende hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam etmesini hedefliyorlardı.

 

Aynı kişiler, Londra merkezlerinde Türkiye’den kazandıkları paralarla evler satın alıyor, gayrimenkul yatırımları yapıyor ve servetlerini yurt dışına transfer etmeye devam ediyorlardı.

 

Öte yandan, Erdoğan nezdindeki itibarları kaybolmasın diye sinsice iki yüzlülük yaparak utanmadan hem siyasette hem de iç dünyalarında boy gösteriyorlardı.

 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Sayın Başsavcı Akın Gürlek’in bağımsız yargı odaklı, doğrudan Türk Devleti’nin varlığını korumak amaçlı Türk devletinin ve milletin bağımsızlığına yönelik stratejik bir tehdit karşısında ,

Türk devletinin çıkarlarını esas alan bir yaklaşımla; Türk devletini hedef alan, bu devleti yıkıp milleti çökertmek isteyen politikaların işbirlikçilerine karşı yürüttüğü ve de kuvvetli bilgi belge itiraf deliller ile ortaya çıkan suç yapılanmasına yönelik hiçbir istisna tanımadan bulundukları noktadaki finansal güce ya da siyasi parti ayrımı yapmaksızın

kararlı bir şekilde yargı sürecinin attığı her adım son derece önemlidir.

 

İtiraflarda, bilgi ve belgelerde ortaya çıkan fotoğraf; karşı karşıya olduğumuz varoluşsal tehdidin boyutlarını gösteriyor.

 

Masonik yapının başındakiler de dahil, AK Parti içinde yıllarca varlık gösterip her türlü zenginliğin önünü açanlar ve siyasette Erdoğan’dan yana gibi görünüp milleti aldatmış olanlar tıpkı İran’daki FETÖ’cüler gibi İsrail’e istihbarat sağladığı ve kendi devletlerine ihanet ettiği iddiasıyla anıldıkları gibi; Türkiye’de de kazanıp siyasette AK Parti ve Erdoğan’dan yana gibi gözüken bu işbirlikçilerin, Türkiye’yi küresel ağa babalarına teslim etmek için ortaya koydukları ihanetin yargı önünde hesap vermesi son derece doğaldır.

 

Metin KÜLÜNK

deneme bonusu veren siteler balmoral resort oslobet jojobet