Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Karal: “Cuma Hutbeleri Korkutan Değil, Kuşatan ve Yol Gösteren Bir Dil Taşımalı

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Hasan Karal, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sahip olduğu imkânların doğru bir dil ve anlayışla kullanılması gerektiğini belirterek, Cuma hutbelerinin toplumu onarıcı ve kuşatıcı bir yaklaşımla hazırlanması gerektiğini söyledi.

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Hasan Karal,

 

TBMM Genel Kurulu’nda 2026 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi görüşmeleri sırasında Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesi üzerine söz alan Karal, Diyanet’in dünyada eşi benzeri olmayan bir imkâna sahip olduğuna dikkat çekti. Karal, “Diyanet, haftada bir gün milyonlarca insanı aynı saatte, aynı mekânlarda bir araya getirme kudretine sahiptir. Bu güç, korkutan, dışlayan ve yargılayan bir dil için değil; anlayan, kuşatan ve yol gösteren bir dil için kullanılmalıdır” dedi.

 

“Cuma Hutbeleri İyileştirici Bir Anlayışla Hazırlanmalı”

 

Cuma hutbelerinin yalnızca dini bilgi aktarımıyla sınırlı kalmaması gerektiğini vurgulayan Karal, hutbelerin çağın sorunlarına temas eden, insanı baskılamayan ve onaran bir anlayışla ele alınmasının önemine işaret etti. Karal, “Hutbeler; İslam’ın merhametini, adaletini ve hikmetini görünür kılmalı, insanların günlük hayatta karşılaştığı sorunlara iyileştirici bir dille temas etmelidir” ifadelerini kullandı.

 

“Din, İnsanı Bunaltmak İçin Değil Yol Göstermek İçin Vardır”

 

Din hizmetinin özünde sevdirerek anlatmak olduğunu belirten Karal, Kur’an’ın insanı zorlamak için değil, ona rehberlik etmek için gönderildiğini hatırlattı. Taha Suresi’nden örnek veren Karal, “Rabbimiz ‘Biz Kur’an’ı sana sıkıntı çekesin diye göndermedik’ buyuruyor. Din adamının görevi anlatmaktır ama sevdirerek anlatmaktır. Din hizmeti, insanlara güven veren bir yaklaşımla yürütülmelidir. Bu yaklaşım eksik kaldığında toplumsal alanda ciddi boşluklar oluşur” dedi.

 

“Cami Merkezli Sosyal Hayat Bir Zorunluluktur”

 

Toplumun sosyalleşme ihtiyacının fıtri olduğunu ifade eden Karal, bu ihtiyacın sağlıklı alanlarda karşılanmaması halinde dini istismara açık zeminlerin oluşabileceğine dikkat çekti. Cami merkezli sosyal hayat anlayışının bir tercih değil, zorunluluk olduğunu belirten Karal, camilerin yalnızca namaz kılınıp çıkılan mekânlar olmaktan çıkarılması gerektiğini söyledi.

 

Karal, “Camiler; ilk kuruluş gayesine uygun şekilde birer mektep ve irfan ocağına dönüştürülmelidir. Gençlere ve kadınlara yönelik faaliyetler, sohbet ve istişare ortamları, kütüphaneler ve sosyal alanlar cami hayatının doğal bir parçası haline gelmelidir. Bu yaklaşım, hem dini istismara karşı güçlü bir koruma sağlayacak hem de toplumsal çözülmeye karşı kalıcı bir set oluşturacaktır” diye konuştu.

 

“Cami Mimarisi Medeniyet Tasavvuruyla Uyumlu Olmalı”

 

Hasan Karal, camilerin fiziki yapısına da değinerek, günümüzde birçok camide alt katların ticari alanlara dönüştürülmesinin ve ibadethanelere erişimin merdivenlerle zorlaştırılmasının özellikle yaşlılar ve engelliler için ciddi sorunlar yarattığını dile getirdi. Bu durumun medeniyet anlayışıyla çeliştiğini vurgulayan Karal, cami ihtiyacının ve mimarisinin Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bilgisi ve izniyle planlanması gerektiğini ifade etti.

Rize Haber meritbet balmoral resort casino siteleri