DEVA Partili Hasan Karal, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda, zirai don olayının sonuçlarının araştırılması, üreticilerin ve tarımsal ürünlerin uğradığı zararların tespiti ve gelecekte yaşanabilecek benzer olayların etkilerinin en aza indirilmesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla açılan Meclis Araştırması önergelerinin görüşmelerinde Yeni Yol Grubu adına söz aldı.
“Zirai don felaketinin ekonomik kaybı 30-35 milyar TL”
36 ili etkisi altına alan şiddetli zirai don felaketinde özellikle çiçeklenme dönemindeki meyve ağaçlarında yüzde 60 ila yüzde 100 arasında kayıplar meydana geldiğini belirten Milletvekili Karal, don felaketinin, yalnızca kayısıda 500 bin tonluk, kirazda 250 bin tonluk ve üzümde 800 bin tonluk kayıplara yol açtığının tahmin edildiğini söyledi. Karal, sadece Malatya’daki kayısı üreticileri için hesaplanan zararın 10 milyar TL’yi, ülke genelindeki toplam ekonomik kaybın ise 30–35 milyar TL bandını aştığını vurguladı.
“Her yıl aynı mevsimde aynı acıyı yaşamak kader değildir”
Yaşanan felaketin tarım üretimini derinden saracağını kaydeden Karal, “Bu tablo, 5,2 milyon kişinin doğrudan geçimini sağladığı tarım sektörünü, 90 milyar TL’lik yaş meyve piyasasını ve tarım ürünlerindeki dış ticaret dengesini sarsacak niteliktedir. Çiftçimizin yaşadığı kayıp, ‘geçmiş olsun’ diyerek geçiştirilemez. Çünkü bu sadece bir afet değil, plansızlıkla büyüyen bir yıkımdır. Tarımda artık günü kurtaran değil, geleceği planlayan bir vizyona ihtiyaç vardır. Her yıl aynı mevsimde aynı acıyı yaşamak kader değildir. Bu acılar, kötü yönetimin, ihmalin ve vizyonsuzluğun sonucudur.” diye konuştu.
“Meselemiz sadece bir don felaketi değil, yıllardır süren ‘öncelik körlüğü’dür”
Milletvekili Karal, hükümetin önceliğinin çiftçi ve tarım olmadığının altını çizdi. Milletin kaynaklarının başka yerlere aktarıldığın ifade eden Karal, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizim meselemiz sadece bir don felaketi değil, yıllardır süren ‘öncelik körlüğü’dür. Bütçede faize ayrılan trilyonlarca lira, neden çiftçiye yönlendirilmemektedir? Kur Korumalı Mevduat’a 800 milyar, faize 2 trilyon aktarılırken, bütçeden çiftçiye sadece 135 milyar lira kaynak ayrılması, vicdani değildir; bu bir tercih meselesidir. Soruyorum sizlere: Kuruluş amacı çiftçiyi ayağa kaldırmak olan Ziraat Bankası, medya patronlarına, futbol kulüplerine, rant çevrelerine kaynak aktarmak yerine asli görevine sadık kalsaydı; bugün bu millet, toprağından vazgeçme noktasına gelir, bu kriz bu denli derinleşir miydi?”