Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Longevity’ nin Karadenizli Cevabı: Karalahana Bilimsel Olarak Masada

Dünya gastronomi sahnesinde uzun yaşamın (longevity) sırrı son yıllarda “kale” bitkisinde aranırken, Karadeniz yaylalarından bu küresel trende asırlık ve güçlü bir yanıt yükseliyor: Karalahana. Batı mutfaklarının gözdesi haline gelen kale’nin genetik ikizi olan karalahana, Karadeniz mutfağındaki kadim rolüyle yeniden gündemde.

Dünya gastronomi sahnesinde uzun yaşamın (longevity) sırrı son yıllarda “kale”

Rize Çay Çarşısı’nda düzenlenen etkinlikte konuşan Prof. Dr. Yusuf Yılmaz, karalahananın insan sağlığı üzerindeki etkilerini bilimsel veriler ışığında anlattı. Prof. Dr. Yılmaz, karalahananın yalnızca geleneksel bir sebze değil, aynı zamanda güçlü bir “koruyucu gıda” olduğunu vurguladı.

 

“Yaşlanma hücre hasarıyla başlıyor”

 

Vücutta enerji üretimi sırasında oluşan serbest oksijen radikallerinin hücrelere zarar verdiğini belirten Prof. Dr. Yılmaz, bu süreci çarpıcı bir benzetmeyle anlattı: “Bir şömine yandığında çıkan kıvılcımlar nasıl yangına sebep olabiliyorsa, vücudumuzda da enerji üretimi sırasında oluşan bu ‘kıvılcımlar’ DNA’ya ve proteinlere zarar verebiliyor. İşte özellikle renkli bitkilerde bulunan bazı bileşikler bu süreci engelliyor.”

 

Karalahananın içerdiği antioksidan bileşenlerin hücreleri koruduğunu ifade eden Yılmaz, bu sayede DNA hasarının önlendiğini ve yaşlanma mekanizmalarının yavaşlatıldığını söyledi.

 

Kanser ve iltihaplanmaya karşı koruyucu etki

 

Karalahananın kansere karşı dolaylı bir koruma sağladığını belirten Prof. Dr. Yılmaz, bazı bitkisel bileşenlerin genler üzerindeki etkisine dikkat çekti: “Karalahanadaki bazı maddeler, kanseri önleyici genlerin aktivasyonunu artırabiliyor. Bu da dolaylı olarak kanser riskini azaltıcı bir katkı sunuyor.”

 

Yaşla birlikte ortaya çıkan düşük düzeyli kronik iltihaplanmanın (inflamasyon) diyabet, kalp-damar hastalıkları ve Alzheimer gibi hastalıklarla ilişkili olduğunu ifade eden Yılmaz, karalahananın antienflamatuar etkisi sayesinde bu süreci baskılayabildiğini söyledi.

 

Kolesterolü düşürüyor, kalbi koruyor

 

Karalahananın kolesterol içermemesine rağmen bazı bileşiklerinin safra asitlerini bağlayarak kandaki kolesterol seviyesini düşürdüğünü belirten Yılmaz, bunun kalp ve damar sağlığı açısından önemli bir koruma sağladığını ifade etti.

 

Ayrıca karalahananın;

 

C vitamini,

 

K vitamini,

 

A vitamini öncülleri,

 

Kalsiyum ve magnezyum

 

bakımından zengin olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yılmaz, bu minerallerin damar sağlığının korunmasında kritik rol oynadığını söyledi.

 

“Karalahana yedik ama neden hâlâ kalpten gidiyoruz?”

 

Toplumda sıkça sorulan bu soruya da değinen Yılmaz, tek bir gıdaya odaklanmanın yeterli olmadığını belirtti:

 

“Karalahanayı yedik ama üzerine sigara içtik, çayı şekerli tükettik. Çay da aslında uzun yaşama katkı sağlar ama içine şeker koyarsanız etkisini azaltırsınız. Sağlıklı beslenme bir bütündür.”

 

Uzun yaşamın “tek bir süper gıda” ile değil, mevsiminde sebze-meyve tüketimi, kırmızı etin sınırlandırılması, balığın önceliklendirilmesi ve genel yaşam tarzı değişikliğiyle mümkün olduğunu vurguladı.

 

“Amaç sadece uzun yaşamak değil, sağlıklı yaşlanmak”

 

Konuşmasını çarpıcı bir mesajla tamamlayan Prof. Dr. Yusuf Yılmaz, asıl hedefin yaşamın son yıllarını yatağa bağımlı geçirmek olmadığını söyledi:

 

“Yaşlanıyoruz ama son 10 yılımızı yatağa bağımlı geçirmek istemiyoruz. Sağlıklı beslenirsek o yılları da aktif ve dinç geçirebiliriz. Buradaki mesaj ‘karalahana yiyin ömrünüz uzasın’ değil; sağlıklı besinleri birlikte ve dengeli tüketin. Bilimsel olarak söyleyebiliriz ki bu yakl

aşım, sağlıklı yaşlanmayı mümkün kılar.” dedi.

 

Rize Haber meritbet balmoral resort casino siteleri