Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Neye kurbanız?

Milli Gazete yazarı Elif Örs’ün kaleminden

Milli Gazete yazarı Elif

Hac günlerindeyiz… Rabbimiz kullarına merhametinden senenin içinde, ayların içinde, günlerin ve gecelerin içinde bizlere yollar açmış. Nefis muhasebesi yapalım, kulluğumuzu idrak edelim, insanlığımızı güzelleştirelim diye. Hac ibadeti de bir insanın tüm bir ömür muhasebesi yapma fırsatı. Hem hac ibadetini yerine getirenler hem de getiremeyenler için.

Modern zamanları yaşıyor olmamızdan mıdır nedir bizlere, bu hac ve bayram günlerinden sadece bir telaşeden artakalan yorgunluk oluyor. Bayram temizliklerini, bayram hazırlıklarını, bayram tatlılarını düşünmekten bir türlü hayatı, amellerimizi, gerçeklerimizi, ahirette vereceğimiz hesapları düşünmeye fırsat gelmiyor.

Yaşadığımız onca ibretlik olaylara rağmen hâlâ nefis tezkiyesine geçip kendi kurtuluşumuz için esaslı bir tövbe yapamıyoruz. Ne yaşadığımız dünyada olanları Müslümanca anlamlandırıyoruz, ne yaşadığımız olaylara karşı Müslümanca bir tavır sergiliyoruz. Teslimiyet diyoruz, Hz. İbrahim için Kur’an-ı Kerim’de “o tek başına ümmettir” demiştir, diyoruz; fakat iş amel olarak ortaya koyunca ortaya koyduğumuz eylemler, davranışlar sözlerimize denk gelmiyor.

Bu hac ve bayram günlerinde bir kerecik bile olsa gerçekten Allah’ın emirlerine uygun yaşamaya tüm ümmet niyet etse! Haksızlık ve zulüm sistemleri karşısında genç Hz. İbrahim’in gösterdiği tavrı kendine örnek alsa. Hz. İbrahim’in yeryüzünü putlarla doldurmuş kavmine karşı gösterdiği duruşu Müslümanlar, kendi ülkelerindeki rablık iddiasında olan sistemlere, kişilere karşı gösterse; göstermeye niyet etse! Yıllardır ülkelerini yöneten idarecilerine karşı şu zamana kadar neden insanca ve Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmediklerinin hesabını sorabilseler, en azından o hesabı soracak şuura erebilseler!

Bu bayram sonunda Müslümanlar, Hz. İbrahim gibi hak davayı savunmada, hak olan tarafta olmakta sebatkâr olsalar. Karşılarındaki nemrutlara karşı hak sözü eğmeden, bükmeden söyleyecek sorumluluğu taşısalar. Müslüman’ın gördüğü haksızlık, zulüm ve kötülük karşısında “tek başına” da olsa tepki göstermek zorunda olduğunu idrak etseler.

Müslüman’ın görevinin Kur’an kursu açmaktan, binalar yükseltmekten önce Müslümanca yaşamak ve tavır ortaya koymak olduğunu anlasalar. Hepimiz gördük tüm Müslüman ülkelerdeki tebliğ irşad faaliyetlerinin değil HAMAS’ın ve Filistinlilerin ortaya koymuş olduğu tavır dünyada vicdan sahibi, fıtratı temiz kalmış kişileri etkiledi ve Gazzelilerin “Bize Allah yeter” demesi birçok kişinin hidayetine sebep oldu. Ülkemizde “İslamî faaliyet yapacağız” diye durmadan bina için, kurs için para toplayanların kaçta kaçı bırak dünyadaki insanları ülkemizde kaç kişiyi etkiledi?

Mesela Hz. İbrahim’in hayatına şöyle de bakabilsek; Hz. İbrahim tek başına hak davayı savunurken “beni mağdur ettiniz” diye ağlayarak gezmedi. Babası da dâhil kavminin içinde bulunduğu insanlık dışı hali ilan etmeye ve iyiye, güzele, doğruya, faydalıya ve adalete çağırmaya devam etti. Bunu neden söylüyorum, şu yaşıma kadar İslamî çalışma yapmakla ünlenen kişileri dinlediğimizde hep “bizi merdiven altında namaz kılmaya mecbur ettiler, bize zulmettiler, bize hak ettiğimiz makamları vermediler…” gibi birçok yaşadıklarını anlatıyorlar. Sanki o zamanda başlarına gelenler şu zamanda ortaya koymaları gereken sorumluluktan düşürecek gibi. Hak davayı savunuyorsan bu konular ancak ibret ve ders almak için anlatılır, toplumları oyalamak ve manipüle etmek için değil.

Allah’a kul olma derdinde olanlar “İnandık” diye “sınanmadan” bu dünyadan geçeceğini mi sanıyorlar? Bu dünyada konfor alanlarına kavuşacaklarını mı sanıyorlar?

Ne diyelim?.. Rabbimiz, içinde bulunduğumuz şu mübarek günleri, tüm Müslümanların işin şuuruna ermeye vesile kılsın. Kurban Bayramı hayırlar getirsin. Bu hac mevsiminin sonucunda Müslüman toplum yeniden ümmet olmanın idrakine ersin.