Nöbetçi Eczaneler
1944 yılında, Rize’nin Pazar ilçesine bağlı küçük bir köyde dünyaya geldi. Henüz ilkokul sıralarındayken bile içinde bir merak vardı, insanın insana nefes olabileceğini sezmişti sanki. O merak, onu Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne götürdü.
1975’te, Hacettepe’nin ameliyathanesinde tarihe geçti. Türkiye’de ilk başarılı organ naklini gerçekleştirdiğinde, bir ülkenin tıp tarihi değişti. Üç yıl sonra, 1978’de, Türkiye’de ilk kez kadavradan böbrek naklini yaptı. Artık ölüm bile yaşamın karşısında umudu yenemiyordu.
1980’lerde, kurduğu Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı, ardından Başkent Üniversitesi ile gençlere, doktorlara, geleceğe kapılar açtı.
Dünyada ilk kez canlı donörden karaciğer naklini gerçekleştirdiğinde, tıp literatürü bir Türk profesörün adını not etti: Mehmet Haberal.
Bilim onun için yalnızca ameliyat masasında değil, toplumsal yaşamda da bir sorumluluktu. Sağlıkta fırsat eşitliği için Yeşil Kart uygulamasının mimarı oldu. Bugün, binlerce hastanın yaşamı, yüzlerce doktorun yolu, milyonların umudu onun emekleriyle şekillendi.
Amerikan Cerrahlar Koleji’nin “şeref üyeliği”ne seçilen ilk Türk oldu. Dünya Organ Nakli Derneği başkanlığı yaptı, birçok uluslararası ödüle layık görüldü. Ama belki de en anlamlı ödül, bir hastanın “yeniden nefes alıyorum” dediği o anlarda gizliydi.