Derleyen:Tarihçi Yakup ÖZKAN
Sandıkçı Şükrü (1865 – 1907) tarihlerinde yaşamıştır. Merkez Tuğlalı köyünden olup daha sonra Rize merkez Camiönü Mahallesine yerleşmiştir. Buradaki evi ve yaptırdığı liman çeşmesi tarafımdan aşağıda sunulmuştur.
Karadeniz bölgesinde ve Rize’de yaşayan bir halk kahramanıdır. Bütün bölgede en şöhretli ve namuslu bir eşkıya unvanlı bir kişidir. Sinop zindanından sağ olarak kaçan tek kişidir.
Trabzon Valisi ona yazdığı bir mektupla ondan yardım istemiştir ve ona “Dağların Valisi” diye hitap etmiştir.
Zülfü Livaneli ve Edip Akbayram’ın yazdığı Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz türküsünde Sandıkçı Şükrü’nün öldürülmesi konu alınmaktadır.
Ölümü üzerine Halk ozanları onun adına destanlar yazarak onu ölümsüzleştirdiler.
Rize İslampaşa Mahallemizden Rahmetli Ali Mercan in eşi Çarşı mahallesi Dervişoğlu ailesinden ve o yıllarda yaşamış Havva Mercan teyzemizin söylediği bir destanı oğlu Sıtkı Mercan bana gönderdi. Kendisine teşekkür ederim. Bizde yayınlayalım.
SANDIKÇI ŞÜKRÜ DESTANI
Kale bayırına sipere yattım.
Hükümete karşı çok tüfek attım.
Puşlukla vuruldum ona yanarım.
Ömer vurdu beni oldumu pişman.
Ömeri kendime bilmezdim düşman.
Puşlukla vuruldum ona yanarım.
Sandıkçı Şükrünun kaleden hükümet konağını kurşunladığı gerçektir. Burada onu öldürenin Ömer isimli birisi olduğu geçmektedir.
Bazı destanlarda ise Camiönü Mahallesinden en yakın adamı ve dostu Varelcioglu Sadık tarafından puşlukla vurulduğu bilgisi vardır. Bu aile mensuplarına hükümet kuvvetlerince çok işkenceler yapıldığı ve kadın erkek işkence edildiği bilgisi tarafından tespit edilmiştir.
Yakalanması için yapılan kuşatma da, resmi askerin yanında Rize’nin ileri gelen ailerinden oluşan milis kuvvetlerle de yer almıştır.