Nöbetçi Eczaneler
Hani hep sorarlar ya yazarlara
“Bu kitaplar sizin için ne ifade ediyor?” diye.
Yazar da
“Onlar benim çocuklarım!” der.
İşte zaman zaman bana da soruluyor bu soru ve ben de aynı cevabı veriyorum
“Benim 3+1 çocuğum var..
1. Elbette “Canım oğlum!”
2. İlk şiir kitabım “İmera Feram”
3. Makalelerini derlediğim “Köşeye Sıkışanlar”
4. Romanım “03.15”
Gerçekten de bunlar benim evlatlarım.
Benimle yapılan röportajlardan birini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Haa…Devamı var elbette ama yayınevleriyle anlaşmak mümkün değil! İnşallah şu an yayımlanmayı bekleyen üç kitabımı da çıkarma imkanım olur.
Ben mümkün olduğunca roman, makale hatta şiirlerimde gerçeğe yakın, yaşanmış, iyice araştırdığım olayları dillendirmeye çalışıyorum.
Bu yüzden sizler okurken her sayfada kendinizi buluyorsunuz.
Varlığınız ve okuduğunuz için sizlere sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
*******
RÖPORTAJ
“Şair Yazar Sebahat Karagöz”
” 03.15″
“ÖRTÜN YÜREĞİNİ ÜŞÜMESİN”
Nasıl bir kitap istersiniz?
Roman, şiir, makale?
Sebahat Karagöz…
Eskiden şiirler, hikayeler yazıyormuş ama bir türlü toparlayıp kitaplaştıramamış.
Sonradan hızlı bir şekilde ard arda çıkardığı 2 kitapla birlikte Edebiyat Dünyasına adını yazdırdı.
İlk kitabı şiirlerini derlediği “İmera Feram” için “Acemiliğim” dedi.
Çok özel araştırma yazılarının yer aldığı ikinci kitabı “Köşeye Sıkışanlar” için ise “Çıraklığım” ifadesini kullandı.
Usta olmak için çok çabaladı, 4 yıl süren bir çalışmanın sonunda 3.kitabını da roman şeklinde okurlarının beğenisine sundu.
Eczacı, şair, yazar sevgili Sebahat Karagöz zorlu geçen çalışmaları sonucu 03.15 adlı eseriyle bir anda karşımıza çıktı.
“Ustalık mı?” diye sorduğumuzda gülümsedi
“Buna ben değil, okurum karar verebilir.” dedi.
Bu romanı elinize aldığınızda önce ismini sorguluyorsunuz “Neden 03.15?”
Bunun yalnızca 24 dilimlik zamanın, bir anı olduğunu söylüyor.
Kapaktaki asker ve Bayrak; içerikte Vatan aşkıyla ilgili konuların varlığını düşündürüyor.
En iyisi yine kendisine soralım
“Bu kitapta neler anlattınız”
“4 yıl önce başlarken yalnızca aşkı yazmayı tasarlamıştım ama öyle hızlı gelişti ki olaylar; aşkın yalnızca beşeri olması kitabı sıradanlaştırır düşüncesiyle, Vatan Aşkını da katayım dedim.
Hayatımda asker tanımayan ben, kahramanımı Kurmay Albay yaptım. Belki de en çok bu yordu beni çünkü askerlik camiası bu konuda ser verdi sır vermedi.
Yine de vazgeçemedim çünkü Vatan Aşkını en iyi bilen ve yaşayan şüphesiz ki Mehmetçiktir.
Canım Türkiye’m en çok 2015 ve 2017 yılları arasında hırpalandı biliyorsunuz. İşte kitabımın insanlara bir mesaj vermesi gerektiğini düşünüp, iki yıllık dönemde yaşadığımız o terör olaylarını ve üzerimizde bıraktığı etkileri tek tek araştırıp sırayla romanın içine yerleştirdim. İnsanların, üzerinden yıllar geçse bile yakın tarih konusunda bilgilenmek için bu kitabı mutlaka kütüphanelerinin bir köşesinde saklayacaklarına inanıyorum.
İkinci karakterim Bahar, işi gereği sürekli geziyor ve ben de onun gezdiği yerleri anlatıyorum yani tarih yanına bir de coğrafya kattım.
Şimdi hala ‘Bu Romanı niye okuyalım?’ diye soranlara şunları söyleyebilirim; yakın tarihi unutmamak, çeşitli coğrafyaları tanımak, farklı bir çerçeveden dostluk, arkadaşlık kavramlarına bakmak, Vatan aşkınızı test etmek ve elbette Oğuz’la Bahar’ın hiç gömediğiniz, hiç duymadığınız sonsuz aşkına şahitlik etmek için bu kitabı okumalısınız.”
Sebahat Karagöz kitaplarını ticari kaygıyla değil, okunmak için yazdığını söylüyor.
Edebiyata kazandırdığı üç kitabın ilkinin gelirinin bir bölümünü ŞEHİT İLELERİ DERNEĞİ, ikincisinin gelirinin bir bölümünü TSK GÜÇLENDİRME VAKFI ve son romanının gelirinin bir bölümünü ise MEHMETÇİK VAKFI’na bağışlayacağını yazıyor eserlerinin en başında.
Biz de kendisine takdir ve teşekkürlerimizi sunarken başarılarının devamını diliyoruz.