Bugün Halk TV de, Serhan Asker’in tarihi Sinop Zindanın önünden sunduğu kültür ağırlıklı programı zevkle izlemekteyim.. Programa Sinop Belediye Başkanı da katılmakta ve Sinop zindanından tek bir kişinin kaçmayı başardığını ve daha sonra yakalanıp tekrar buraya getirildiğini ve bu kişinin Rizeli sandıkçı Şükrü olduğunu ifade etmesi beni bir yerlere götürdü.
Bakanlık Müfettişi iken görevli olarak 1990 yılların başında Sinop’a gelmiştik. Bazı arkadaşlarla halka açık olan zindanı gezdik ve beni çok etkiledi.
Bize rehberlik eden kişi zindanın son gardiyanlarından heybetli, pala bıyıklı ve zindanı iyi tanıyan birisiydi. Rehber bey, bir ara bizlere bu zindanın tarihinde sağ olarak buradan kaçmayı kimsenin başaramadığını söyledi..
Kaçmaya teşebbüs eden 3 kişinin 2 sinin teşebbüs sırasında öldüğünü söyledi. Nejdet Elmas isimli gangsterin görüş günü kıyafet değiştirerek kapıdan ziyaretçiler arasında karışarak çıkmayı Başarlığını, fakat fazla uzağa gidemeden bir köyden yiyecek isterken ihbar üzerine yakalandığını ve zindana geri getirildiğini anlatmıştı.
Kaçan bir mahkum ise lağım kanalına girerek denize atlayıp kaçmak istemiştir. Fakat lağımın ağzı denir parmakla kapalı olduğundan ölmüştür. Diğeri de denize atlayıp ölmüştü.
Bu zindanda benim ailemden ve tanıdığım birçok Rizeli kalmıştır. Keçeli ailesinden Recep Keçeli, Hacavitligil ailesinden Gacara Yusuf amcanın küçük oğlu Halit da bu zindanda yatmıştır. Rehbere bu isimleri dediğimde oldukça şaşırmıştı. Şapka isyanı olarak bilinen 1925 Rize isyanın dan mahkûmların bir çoğu buraya gönderilmiştir. Çoğu burada ölmüştür.
Ben ise rehber bey’e; bu zindanın tarihinde buradan kaçmayı başaran bir Rizelinin olduğunu söyledim.. Rehber; hocam olsa ben bilirim, yılardır burada rehberlik yapmaktayım yoktur dedi.. Ben de kendisine bu kişinin Rizeli Sandıkçı Şükrü olduğunu ve ilgili belgeleri kendisine göndereceğimi söyledim..
Daha sonra bir yarım karton dosyaya yaparak belge ve bilgileri Cezaevi müdürlüğüne gönderdim.. Rizeli Sandıkçı Şükrü’nün buradan kaçtığını ispatladım.
Bir müddet sonra Sinop Zindanını ziyaret eden torunlarıma bu gardiyan/rehber artık bu zindandan birinin kaçmayı başardığını söylüyordu..
Bugün Serhan Asker’in Programında da Sayın Sinop Belediye başkanı da Rizeli halk dostu Rizeli Sandıkçı Şükrünün bu zindan dan kaçmayı başardığını ve tekrar yakalanıp geri getirildiğini ifade etti..
Bir tarihçi olarak çorbada benimde bir tuzum olması sebebiyle çok mutlu oldum.. Tarih yalan söylemez ve yalan söyleyeni de af etmez..
KONU HAKKINDA BİRAZ BİLGİ VEREYİM..
Rahmetli Murat Sertoğlu 1970 yılların başında Rize’ye gelip Sandıkçı Şükrü hakkında Tercüman gazetesinde uzunca bir inceleme ve araştırma yapmıştı. Rahmetli amcam Polis emeklisi Mehmet Özkan da bu araştırmada kaynak kişi olarak yer almıştı..
Bende o yıllarda İstanbul da Tarih öğrenimi görmekteydim.. Sandıkçı Şükrü 1909 öldürünce o günlerin bölgenin şairleri, halk ozanları destanlar yazarak halka dağıtmışlar/satmışlardır.
119 kıta olan bu şiirler/destan, pehlivantaşı mahallesinden biri tarafından el yazısı ile yazılmış tır. Bu destan öğrencim ve öğretmen olan bu kişinin oğlu tarafından bana hediye edilmiştir.
Kaçış uzun hikaye. Şükrü zindanda cinayet işler, idama mahkûm olur. kaçmaktan başka çaresi yoktur. Sandıkçı iç kalenin duvarlarını falcata ile kazıyarak el tutacak izler yapar ve yüksek iç kale duvarını aşarak kendisini denize 20 metre den atar.. Sağ kalır..
Deniz kıyısını takip ederek İstanbul’a gider.. İstanbul’da hasımları onu ihbar eder ve yakalanıp Sinop zindanına geri gönderilir..
Bu zindandan kaçmayı başaran bu kişiyi ceza evi yönetimi, onun buradan tekrar kaçabileceğini düşünerek, kaçamayacağı ve bugüne kadar o zindan dan sağ kurtulan olmadığı, Bodrum zindanına deniz yoluyla göndermeye karar verirler.
Sandıkçı Şükrü, daha önce kardeşiyle planladıkları gibi, İzmir Çeşme açıklarında gemiden denize atlayıp kardeşinin motoruyla karaya çıkar.
Şükrü ve kardeşi, kara yoluyla kardeşiyle birlikte, yaya ve atla eşkıyalık yapa yapa Rize’ye gelirler.. 25 yıl Rize’de eşkıyalık eder. Ama namuslu eşkıya dır. Trabzon valisi bile ondan yardım istemiştir.
Edebiyatçı ve şair Sabahattin Ali, Sinop zindanına yatmış ve bu hikâyeyi dinlemiş tır. Halk ozanları tarafından yazılan destanlardan istifade ederek bir derleme yapmıştır.
EŞKIYA DÜNYAYA HÜKÜMDAR OLMAZ
Aşağıda şiirde de görüldüğü gibi Sandıkçı Şükrü zindan dan kaçmayı başarmıştır.
Bu şiirde katil oluş tarihi yanlıştır. Rumi 1341=miladi 1925 eder. Şükrü 1909 de ölmüştür. Rize Haldoz/PortakallıkMahallesinde işlediği cinayet, takriben 1870’li yıllara rastlar.. II. Abdülhamit devrinde eşkıyalık etmiştir. Bu dönem Abdülhamid ten hep af beklemiştir.
Şiirde kendisine Sinop hanının mesken olduğunu, oradan firar ettiğini ve denize uçtuğunu belirtilmektedir..
Şiirde Rize’ye geldiği yazılmış ise de bu yanlıştır ve İstanbul’a gitmiştir..
Sabahattin Ali bu zindanda 40 lı yıllarda yatarken, Sandıkçı Şükrü efsanesi demek ki o zindanda o yıllarda bile canlı tutulmaktaydı.
Eşkıya olarak burada geçen kişi Rize Merkeze bağlı Tuğlalı Köyünden Sandıkçı oğlu Şükrüdür. (1843-1909)yılları arasında yaşamıştır.
Son kıtada yer alan Varelcioğlu ailesi halen Rize Camiönü Mahallesinde yaşayan bir ailedir.
><><><><><><><><><><
EŞKIYA DÜNYAYA HÜKÜMDAR OLMAZ
Sene 1341 nefsime uydum
Sebep oldu şeytan bir cana kıydım..
Katil defterine adımı koydum
Eşkiya dünyaya hükümdar olmaz.!
*
Sen üzülme anam dertlerim çoktur
Çektiğin çilenin hesabı yoktur..
Yiğitlik yolunda üstüme yoktur
Eşkiya dünyaya hükümdar olmaz.!
*
Çok zamandır çektim kahrı zindanı
Bize de mesken oldu Sinop’un hanı..
Firar etmeyilen buldum âmânı
Eşkiya dünyaya hükümdar olmaz.!
*
Sinop kalesinden uçtum denize
Tam üç gün üç gece göründü Rize..
Karşıki dağlardan gel oldu bize
Eşkiya dünyaya hükümdar olmaz.!
*
Bir yanımı sardı müfreze kolu
Bir yanımı sardı Varilcioğlu..
Beş yüz atlı ile kestiler yolu
Eşkiya dünyaya hükümdar olmaz.!
Sebahattin Ali.
Bütün Değerli hemşehrilerimize hediyem olsun.
18/082025
YakSİNOP CEZAEVİNDEN KAÇMAYI BAŞARAN RİZELİ SANDIKÇI ŞÜKRÜ
Bugün Halk TV de, Serhan Asker’in tarihi Sinop Zindanın önünden sunduğu kültür ağırlıklı programı zevkle izlemekteyim.. Programa Sinop Belediye Başkanı da katılmakta ve Sinop zindanından tek bir kişinin kaçmayı başardığını ve daha sonra yakalanıp tekrar buraya getirildiğini ve bu kişinin Rizeli sandıkçı Şükrü olduğunu ifade etmesi beni bir yerlere götürdü.
Bakanlık Müfettişi iken görevli olarak 1990 yılların başında Sinop’a gelmiştik. Bazı arkadaşlarla halka açık olan zindanı gezdik ve beni çok etkiledi.
Bize rehberlik eden kişi zindanın son gardiyanlarından heybetli, pala bıyıklı ve zindanı iyi tanıyan birisiydi. Rehber bey, bir ara bizlere bu zindanın tarihinde buradan kaçmayı kimsenin başaramadığını söyledi..
Kaçmaya teşebbüs eden 3 kişinin 2 sinin teşebbüs sırasında öldüğünü, hatırladığım göre Nejdet Elmas isimli gangsterin görüş günü kıyafet değiştirerek kapıdan ziyaretçiler arasında karışarak çıkmayı Başarlığını, fakat fazla uzağa gidemeden bir köyden yiyecek isterken ihbar üzerine de yakanlığını ve zindana geri getirildiğini anlatmıştı.
Diğeri kaçan mahkum ise lağım kanalına girerek denize atlayıp kaçmak istemiştir. Fakat lağım in ağzı denir parmakla kapalı olduğundan ölmüştür.
Bu zindanda benim ailemden ve tanıdığım birçok Rizeli kalmıştır. Keçeli ailesinden Recep Keçeli, Hacavitligil ailesinden Gacara Yusuf amcanın küçük oğlu Halit da bu zindanda yatmıştır. Rehbere bu isimleri dediğimde oldukça şaşırmıştı. Şapka isyanı olarak bilinen 1925 Rize isyanından mahkûmların bir çoğu buraya gönderilmiştir.
Ben ise rehber bey’e; bu zindanın tarihinde buradan kaçmayı başaran bir Rizelinin olduğunu söyledim.. Rehber; hocam olsa ben bilirim, yılardır burada rehberlik yapmaktayım yoktur dedi.. Ben de kendisine bu kişinin Rizeli Sandıkçı Şükrü olduğunu ve ilgili belgeleri kendisine göndereceğimi söyledim..
Daha sonra bir yarım karton dosyaya yaparak belge ve bilgileri Cezaevi müdürlüğüne gönderdim.. Rizeli Sandıkçı Şükrü’nün buradan kaçtığını ispatladım.
Bir müddet sonra Sinop Zindanını ziyaret eden torunlarıma bu gardiyan/rehber artık bu zindandan birinin kaçmayı başardığını söylüyordu..
Bugün Serhan Asker’in Programında da Sayın Sinop Belediye başkanı da Rizeli halk dostu Rizeli Sandıkçı Şükrünün bu zindan dan kaçmayı başardığını ve tekrar yakalanıp geri getirildiğini ifade etti..
Bir tarihçi olarak çorbada benimde bir tuzum olması sebebiyle çok mutlu oldum.. Tarih yalan söylemez ve yalan söyleyeni de af etmez..
KONU HAKKINDA BİRAZ BİLGİ VEREYİM..
Rahmetli Murat Sertoğlu 1970 yılların başında Rize’ye gelip Sandıkçı Şükrü hakkında Tercüman gazetesinde uzunca bir inceleme ve araştırma yapmıştı. Rahmetli amcam Polis emeklisi Mehmet Özkan da bu araştırmada kaynak kişi olarak yer almıştı..
Bende o yıllarda İstanbul da Tarih öğretimi görmekteydim.. Sandıkçı Şükrü 1909 öldürünce o günlerin bölgenin şairleri destanlar yazarak halka dağıtmışlar/satmışlardır.
119 kıta olan bu şiirler/destan pehlivantaşı mahallesinden biri tarafından el yazısı ile yazılmış tır. Bu destan öğrencim ve öğretmen olan oğlu tarafından bana hediye edilmiştir.
Kaçış uzun hikaye. Sandıkçı iç kalenin duvarlarını falcata ile kazıyarak el tutacak izler yapar ve kale duvarını aşarak kendisini denize atar..
Kıyıyı takip ederek İstanbul’a gider.. Hasımları onu ihbar eder ve yakalanıp Sinop zindanına geri gönderilir..
Bu zindandan kaçmayı başaran bu kişiyi ceza evi yönetimi, onun buradan tekrar kaçabileceğini düşünerek, kaçamayacağı ve bugüne kadar o zindan dan sağ kurtulan olmadığı, Bodrum zindanına deniz yoluyla göndermeye karar verirler.
Sandıkçı Şükrü, daha önce kardeşiyle planladıkları gibi, İzmir Çeşme açıklarında gemiden denize atlayıp kardeşinin motoruyla karaya çıkar.
Şükrü kara yoluyla kardeşiyle birlikte, yaya ve atla eşkıyalık yapa yapa Rize’ye gelirler.. 25 yıl Rize’de eşkıyalık eder. Ama namuslu eşkıya dır. Trabzon valisi bile ondan yardım istemiştir.
Edebiyatçı ve şair Sabahattin Ali, Sinop zindanına yatmış ve bu hikâyeyi dinlemiş tır. Halk ozanları tarafından yazılan destanlardan istifade ederek bir derleme yapmıştır.
EŞKIYA DÜNYAYA HÜKÜMDAR OLMAZ
Aşağıda şiirde de görüldüğü gibi Sandıkçı Şükrü zindan dan kaçmayı başarmıştır.
Bu şiirde katil oluş tarihi yanlıştır. Rumi 1341=miladi 1925 eder. Şükrü 1909 de ölmüştür. Rize Haldoz/PortakallıkMahallesinde işlediği cinayet, takriben 1870’li yıllara rastlar.. II. Abdülhamit devrinde eşkıyalık etmiştir. Bu dönem Abdülhamid ten hep af beklemiştir.
Şiirde kendisine Sinop hanının mesken olduğunu, oradan firar ettiğini ve denize uçtuğunu belirtilmektedir..
Şiirde Rize’ye geldiği yazılmış ise de bu yanlıştır ve İstanbul’a gitmiştir..
Sabahattin Ali bu zindanda 40 lı yıllarda yatarken, Sandıkçı Şükrü efsanesi demek ki o zindanda o yıllarda bile canlı tutulmaktaydı.
Eşkıya olarak burada geçen kişi Rize Merkeze bağlı Tuğlalı Köyünden Sandıkçı oğlu Şükrüdür. (1843-1909)yılları arasında yaşamıştır.
Son kıtada yer alan Varelcioğlu ailesi halen Rize Camiönü Mahallesinde yaşayan bir ailedir.
><><><><><><><><><><
EŞKIYA DÜNYAYA HÜKÜMDAR OLMAZ
Sene 1341 nefsime uydum
Sebep oldu şeytan bir cana kıydım..
Katil defterine adımı koydum
Eşkiya dünyaya hükümdar olmaz.!
*
Sen üzülme anam dertlerim çoktur
Çektiğin çilenin hesabı yoktur..
Yiğitlik yolunda üstüme yoktur
Eşkiya dünyaya hükümdar olmaz.!
*
Çok zamandır çektim kahrı zindanı
Bize de mesken oldu Sinop’un hanı..
Firar etmeyilen buldum âmânı
Eşkiya dünyaya hükümdar olmaz.!
*
Sinop kalesinden uçtum denize
Tam üç gün üç gece göründü Rize..
Karşıki dağlardan gel oldu bize
Eşkiya dünyaya hükümdar olmaz.!
*
Bir yanımı sardı müfreze kolu
Bir yanımı sardı Varilcioğlu..
Beş yüz atlı ile kestiler yolu
Eşkiya dünyaya hükümdar olmaz.!
Sebahattin Ali.
Bütün Değerli hemşehrilerimize hediyem olsun.
27/12/2020
Yakup Özkan
Emekli MEB Başmüfettişi ve Tarihçi