Haber. Dilek ONAY CAN
Kaçar, artan çocuk yoksulluğu, eğitim sistemindeki çözülme ve ekonomik krizlerin, çocukları suça iten temel nedenler arasında yer aldığını ifade etti.
“Sosyal devlet zayıfladı, çocuklar güvencesiz kaldı”
Açıklamasında çocukların güvenlik birimleriyle temasındaki dramatik artışa dikkat çeken Kaçar, bunun Türkiye’nin derinleşen sosyal krizinin yansıması olduğunu vurguladı:
“Yüzbinlerce çocuğun güvenlik birimleriyle temas etmiş olması, sosyal devletin koruma kapasitesinin ciddi biçimde zayıfladığını gösteriyor.”
Kaçar, OECD ortalamasının iki katına çıkan çocuk yoksulluğu, aile içi şiddet, işsizlik, göç ve okul terk oranlarındaki yükselişin çocukları suça sürükleyen başlıca sosyal dinamikler haline geldiğini ifade etti.
“Cezalandırıcı anlayış arttı, çocuğun üstün yararı geri planda kaldı”
Yargı süreçlerinde çocuklara yönelik cezalandırıcı eğilimin güçlendiğine dikkat çeken Kaçar, bölgeler arası adaletsizliklerin, hukuki altyapı ile uygulama arasındaki kopukluğu derinleştirdiğini belirtti.
“Ortaya çıkan tablo, suçun ve yoksulluğun kuşaklar boyunca yeniden üretildiği bir sosyal döngü oluşturmuş; çocuklar toplumsal eşitsizliklerin en görünür mağdurları haline gelmiştir.”
“Eğitim ve adalette köklü reform şarttır”
Kaçar, çocuk suçluluğundaki gidişatı tersine çevirmek için sosyal devleti güçlendiren kapsamlı adımlar gerektiğini söyleyerek şu çağrıda bulundu:
“Bu sorun, ancak çocuk merkezli, uzun vadeli kamusal politikalarla; eğitim, adalet ve sosyal koruma alanlarında kapsamlı reformlarla çözülebilir.”
“Toplumsal değerlerde derin bir erozyon var”
Kaçar, çocuk suçluluğundaki artışın yalnızca ekonomik ve sosyal değil, aynı zamanda ahlaki ve manevi bir zemin kaymasının da sonucu olduğunu dile getirdi.
“Geleneksel aile yapısının zayıflaması, din eğitiminin eğitim sisteminde geri plana itilmesi ve dijital dünyanın kontrolsüz etkisi çocuklarda aidiyet, sorumluluk ve vicdan gelişimini olumsuz etkiliyor.”
“Aileyi ve değer aktarımını güçlendiren bir dönüşüm gerekiyor”
Saadet Partisi İl Başkanı Kaçar, çocukları suça karşı korumak için sosyal politikaların yanı sıra manevi ve kültürel bir yenilenmenin de zorunlu olduğunu belirtti:
“Çocukları suça iten koşulları değiştirmek için aileyi güçlendiren, toplumsal dayanışmayı artıran ve değer aktarımını destekleyen kapsamlı bir ahlaki–manevi dönüşüm sürecine ihtiyaç vardır.”
“Çocuklarımız geleceğimizdir, politikalar buna göre şekillenmelidir”
Kaçar, açıklamasının sonunda çocukların suçun değil, adaletin ve merhametin gölgesinde büyüdüğü bir Türkiye hedeflediklerini belirterek tüm kurumları sorumluluk almaya davet etti.
Hazırlanan değerlendirme, Türkiye’de çocuk suçluluğunun sosyal, ekonomik ve kültürel boyutlarıyla ele alınması gerektiğine dikkat çekerken, Saadet Partisi’nin “çocuk merkezli politikalar” anlayışını da ortaya koydu.
