ADNAN ONAY
Türkiye’de bu yıl vatandaşlara kesilen cezalarda patlama yaşandı. Bütçe açığını kapatmak için takiplerin artmasının yanı sıra, artık cezaların önemsiz görülüp, ödenmemesi de cezaların artmasının nedenlerinden biri. Bu yıl kesilen cezaların toplam miktarları muhtemeldir ki hazine ve maliye bakanlığı yetkililerini de şaşırtmıştır!
Zira, Türkiye’nin 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nda vatandaşlara kesilen para cezalarından (vergi, trafik, idari, adli cezalar dahil) elde edilmesi öngörülen toplam gelir 245 milyar 413 milyon TL olarak belirlenmişti. Bunun 55 milyar 42 milyon TL’si sadece trafik cezalarından bekleniyordu. 2025’in ilk 10 ayına (Ocak-Ekim) ait en güncel resmi verilere göre tahakkuk eden (kesilen) ceza tutarı 1 trilyon 1 milyar TL’yi aşmış durumda. Yani bütçe hedefinin 4 katından fazlası sadece 10 ayda kesilmiş oldu. Sadece trafik cezalarında ilk 10 ayda kesilen tutar 90 milyar TL’ye yaklaştı. (hedefin %63 fazlası)
Peki bu kesilen bu cezalar ödeniyor mu?
Maalesef, şu ana kadar kesilen cezaların ancak yaklaşık olarak % 12-15’i tahsil edilebildi. Yetkililerin yaptığı açıklamaya göre yıl sonu itibarıyla tahsil edilen tutarın 300-400 milyar TL bandına, tahakkuk eden toplam cezanın ise 1,3-1,5 trilyon TL’ye ulaşması bekleniyor.
Türkiye’de 2025 yılında kesilen para cezalarının tahakkuk miktarı rekor kırarken, tahsilat oranlarının %12-15 civarında kalmasının ardında ekonomik, yapısal ve davranışsal faktörler yatıyor. Bu durum, özellikle vergi ve trafik cezalarında belirginleşiyor; örneğin vergi cezalarında tahsilat oranı %10’un altında kaldı.
Ödenemezse de artan hatta zirveye koşan cezalar toplumsal çıkmazın bir göstergesi gibi. Enflasyonun üç katı oranında zamlanan cezalar, gecikme faizleriyle birlikte bir kartopu gibi büyüyor. 1000 liralık trafik cezası altı ayda 1800 liraya, bir yıl sonra 3000 lirayı buluyor. İnsanlar “nasıl olsa ödeyemiyorum” diyerek bir sonraki faturayı da biriktiriyor.
Asıl trajik olan durum ise şu: gittikçe içinden çıkılmaz hal alan bu kısır döngü hem cezayı ödeyeni hem ödemeyeni cezalandırıyor. Ödeyen, geçim derdinde olsa da temiz olan sicili bozulmasın diye çabalıyor, ödemeyen ise bir gün hacizle, ruhsat iptaliyle ya da banka hesaplarının bloke edilmesiyle karşılaşıyor ve o ana kadar da bunun korkusuyla yaşıyor.
Git gide büyüyen bu ceza sarmalı, aslında devletin vatandaşla arasındaki güveni bağını iyice geren bir durum. Bütçe açığını kapatmak için ceza makinesi çalıştırılıyor, ama makine o kadar hızlı dönüyor ki artık kimseyi korkutmuyor, sadece öfkelendiriyor.
Diğer yandan, ödenmeyen her ceza, bir yandan hazinenin açığını büyütüyor, öbür yandan toplumun devlete olan inancını her geçen gün biraz daha törpülüyor.
O nedenle; enflasyonun biran evvel düşürülmesi gerek. Aksi halde bu sorunların kronik hale gelmesi kaçınılmaz olur. Bütçe açığı kapatılamadığı sürece de enflasyonun tek haneye düşmesi ise ekonominin kurallarına ters. Gidişata bakılırsa bunun için epeyce uzun yolumuz var..!
ADNAN ONAY Rize, coğrafi olarak dar alana sıkışmış, düz arazisi oldukça az küçük bir…
CHP Rize İlçe Başkanlığı adayı Ahmet Zehiroğlu, kentteki trafik sorununu toplumsal saygısızlık ve yönetimsel boşluk…
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Hasan Karal, çay üreticisinin karşı karşıya olduğu…
Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu, ilçede sosyal dayanışmayı ve üretimi teşvik eden önemli merkezlerden…
Kaçkar Devlet Hastanesi’nde sağlık hizmetlerinde iletişimin önemine dikkat çekmek amacıyla “Etkili İletişim ve Beden Dili”…
Rize Müftü Yusuf Karali Dini Yüksek İhtisas Merkezi’nde eğitimlerini tamamlayan aday din görevlileri için 3.…