Makale/Adnan ONAY
Evrende/Kainatta var olan her şey birbiriyle ilintili/bağlantılıdır.Ve canlı, cansız her varlığın kendi içinde binlerce, hatta milyonlarca benzerlik ve farklılıkları vardır. Benzerlikler o şeyi aynı zannettirirken, farklılıklar ilgisiz zannettirir. Hakikatte ise her şey iç içe geçmiş şekildedir.
İşte bu ilişki yumağı olup bitenleri çözebilmemizi zorlaştırır. Bizler bilimle bu ilişkiler ağını çözmeye, anlamaya çalışırız.
Depremlerle ilgili kutsal kitaplarda teolojik yorumlar var.
Kur’an’da geçen ilgili ayetler ve hadisler üzerinden yorumlar yapanlar, depremlerin günahların artması sonucu ilahi bir ikaz olduğunu öne sürerler. Bu gibi görüşler saçma ve ilkel görüşler olarak değerlendirilir. Ancak, burada dikkat edilmesi gereken şey günahların neler olabileceği ve cezaların hangi ilişkiler sonucu ortaya çıktığını anlayabilmekle ilgili.
Her inancın bir günah anlayışı olsa da ilahi yasaya göre bunların bir bilinen, bir de bilinmeyen yüzü var. Bizler bilinen yüzünü açıklayabiliriz ancak. Örneğin; “bir haram yedi kuşakta etki gösterir” sözünü anlayabilmemiz mümkün mü?
Jung, rüyaları bilinç altıyla açıklarken geçmiş kuşakların yaşadıklarının günümüz bilinç altına etki ettiğini iddia eder. Demek ki; Evren’de her şeyin bir bilinen, bir de bilinmeyen yüzü var. Biz, bilinen yüzü yorumlarız, bilinmeyen yüz ise kendi yasalarıyla yol alır.
İşte, bu bilinmeyen yüz (bence) hikmetle açıklanabilir ancak..
Hikmeti etkileyen şeylerin neler olduğu konusu ise uzun bir konu. İslam inancına göre örneğin, dua her şeyi değiştirebilir. O nedenle ayette
“duanız olmasa neye yarardınız” denmekte.
6.2 DEPREM VE SIRLARI
İstanbul depremi uzun yıllardır konuşuluyor. İstanbul yapı stoğu dikkate alınarak değil iddia edildiği gibi 7 üzeri bir deprem, 6 civarındaki bir depremin dahi binlerce binanın yıkılması, hasar görmesine yol açacağı ve çok sayıda kişinin öleceği ve sakat kalacağı öne sürüldü sürekli.
Ancak nasıl olduysa şiddetinin 7.7 olduğu belirtilen 6.2 büyüklüğündeki bir deprem yaşadık ve hiçbir yerde yıkım olmadı, (yüksekten atlayanlar hariç) kimsenin burnu dahi kanamadı..
Bilim çevrelerinden, aklı başında kimse bu ilginçliğe dikkat çekmiyor. Ve meydan bu gibi konuları istismar eden bazı din simsarlarına kalıyor.!
Bu ilahi düzen içinde bizlerin anlayabildiği şeyler o kadar az ki, onca iddialı sözlerimize rağmen anlayamayadığımız, anlamaya çalışmadığımız nice şeyler var..
Keşke, bu konuları konuşmaya yönelebilecek bir iç huzurumuz olsa.!
Keşke, bunları fazlasıyla konuşabilsek..
Vardır elbet bunda da bir hikmet..
Elbette anlayabilenlere göre..