Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Simala Taşımız, Gelin Kayamız ve Koçal Mayamız

Yeni yıla girerken okurlarıma

Yeni yıla girerken okurlarıma Rize’den yeni haberlerle merhaba diyeceğim.

İlk haberimle Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ ablamızı sevindireceğim. Antik Karadeniz araştırmalarım sırasında Sümer mitolojisinden izlerle karşılaşırsam kendisiyle paylaşmamı istemişti. O nedenle henüz öğrendiğim yaşanmış bir öyküyü  kendisine armağan göndereceğim.

Öykümüz Simala Taşı üzerinedir. Simela adı, Sümer Tanrıçası Kibele/Sümela ile sesdeştir. İpucunu buradan yakaladım ve izini sürdüm. Rize Karayemiş Köyünde evinin bahçesinde Simala Taşı olan bir aile yaşamıştır ve o taşın üzerinde geceleri namaz kılan Osman Koto adındaki dedenin lakabı bu nedenle Simala kalmıştır. Osman dedenin kızından torunları halen bu köylerde yaşamaktadır.

Simala Taşını bana anlatan Habib Koçal, aslen Ambarlık köyünden olup Simala lakaplı dedenin kızının kızından 3.kuşak torunudur. Büyük ninesi Kotoların kızı Karayemiş köyünden komşu köye Ambarlık’a gelin gitmiştir. Öyküyü bana anlattığı Aralık 2021’de ninesi sağdır ve torunu Habib Koçal’a bu öyküyü benim için telefonla yeniden anlatmıştır.

Simala Taşı onbeş yirmi yıl öncesine kadar bu Simala dedenin bahçesindeydi. Bahçeden yol geçti, taş o zaman kayboldu. Simala dede geceleri onun üzerinde namaz kılardı. Anlattıklarına göre kışın her taraf üç metre kar olduğunda bile Simala taşı üzerinde kar olmazdı. Anlıyoruz ki taşın altında sıcak kaplıca  damarı vardı. Halk arasında “Simala taşına hiç kar yağmazdı!” şeklinde anlatılagelmesi muhtemelen taşın sıcaklığından kaynaklıdır.

Evin sahibi Simala dede geceleri kalkıp Simala taşı üzerinde iki kere namaz kılarmış. Abdestini de yan tarafta akan buz gibi puardan (pınardan) alırmış.  Bu puardan abdest alanın yüzü beyazlaşırmış, nurlanırmış. Anlıyoruz ki o suyun da cilde iyi gelen bir şifası vardı.

Simala taşının antik Rize ile bağını kurmak gerekirse, önce gece namazlarını açalım. Sümerlerden beri bizde akşam ve sabaha karşı olmak üzere iki kere namaz kılmak vardır. Bu gelenek Sümer kültürünün üzerinde oturan İran’da halen devam etmektedir.

Simala ile sesdeş olan ŞİMAL üzerinde de durmak gerekir. Antik tarihte Oğuzoğullaın önemli merkezi konumunda olan Rize’de karşımıza çıkan böyle öykülere ve isimlendirmelere hem Sümer hem Oğuz töresi olarak bakmakta fayda var.   Çünkü, Sirkasya (Başoğuzlu) uygarlığının önemli merkezi konumundaki Askoroz Bahriye körfezimizi Kıble Dağımızı merkeze oturtalım ve öyle düşünelim. Ona ulaşan köylerin adlarına kadar her şey önemli ipucu içermektedir. Örneğin Kıble dağı yolu üzerindeki köylerin alttan birbirine mağara geçitleriyle bağlı olduğunu görüyoruz. Orada Gürgen (Kurgan) ve

Karayemiş köyünde Simala Taşında namaz kılan Osman Koto’nun evinin bahçesinde bulunan bu taşa saygı göstermesi bu ailenin Koto lakabı almasına da sebeptir. Çünkü Oğuzlar’ın antik karşılığıdır Godlar. Koto/God, açılımı Oğuz’dur ve İngilizceye bizden geçmiş bir kelime olup GOD/ALLAH demektir. Eğer Good (iyi) dersen o da sesdeştir.

Simala’dan dnüşen bir kelimemiz vardır; Şimal. Yani Kutup yıldızıyla belli olan yön. Şimal yönü kavram olarak Kutup Yıldızını da akla getirdiği için anlambilim açısından biraz daha açmakta fayda var. Sanıldığı gibi sözcük Arapça değil Farsçanın kökü olan Akadca’dır, çünkü A’Kad dili Oğuz(God) dili olup Sümercedir. Persler teşekkür ederken Mersi der, yani Tanrılarına Sümer/Mer-Si diyerek teşekkür ederler.

“Kutup” kelimesi keza “KUT-Opa” açılımlıdır. Kutsanmış olan! Kut-opa Oğuz beylerinin kaya mezarları da haritada Kıble  dağının kuzeyine düşen Oğuzlu tepelerindedir ve en yüksek olanın adı da Başoğuzlu demek olan Sirahoz tepesidir. Şimale düşen bu yüksek sıradağda bir yamacın adı Varelit (Elit Yeri) olmakla tezimizi doğrulamaktadır. Burada gömülü olan elitler, Kolkhis (Eyzi Halkı) beylerinin ve son Sümer devleti kabul edilen Pers Akmenid İmparatoru Darius hanedanından krallardır. Borç köleliğini yasakladıkları için Roma ve Atina tarafından hiç sevilmezlerdi. Roma’yı en çok korkutan büyük Başoğuzlu kralımız VI.Mitridate de Darius’un torunuydu.

Oğuzlu krallarımızı tarihten silme kararı veren Romalı Sezar ve batılı emperyal devletler, milat ilan ettikleri halde iki bin yıldan beri GOD’ların izlerini tümden silemediler.  İşte bugün canlı kaynaktan öyküsünü dinlediğimiz Simala Taşı bile bizim antik dönemden veri buradaki varlığımızı haykırıyor!

Sümerli izlerimiz yaşıyor çünkü tıpkı Koto lakabı gibi GOD ile sesdeş Kut, Hut, benzeri soyadlarımız Sirahoz çevresinde halen yaşamaktadır. Giresun-Samsun çevresinin eski adı olan God Yoresi ve burada kurulan Canikoğlu Beyliği ile kendi ata bağlarını dilden dile bugüne getirenlerden biri de kaynak kişimiz Habib Koçal’dır.

Karayemiş köyünden Kıble dağına giden yol üzerinde yakın tarihe kadar bir de Gelin Kaya taşı vardı. Bunu birkaç kaynaktan doğrulattım. O da yol yapımına gitmiş. Ancak asıl Gelin Kaya bir rölyef olup Taşlık mekiinde Gelin Kaya tepesindeydi. Yanında Gündoğdu sahiline kadar inen kuyu mağara vardı. Taşlık’taki Gelin Kaya ve mağara yol 1982-1983 yıllarında Amerikancı Kenan Evren cuntası tarafından askerlere kırdırıldı, içine taşlar dolduruldu.

Bu dönemin canlı tanığı Doktor Fahrettin Bey ile Aralık 2021’de video kayıt yaptım. Diyor ki, “Gençleri tutukladı, Askoroz’daki Rize Eğitim Enstitüsünü hapisane etti, orayı tıka basa gençlerle doldurdu, bu sırada Gelin Kaya’nın kayalarını askerlere kırdırdı, kuyuları da taşlarla doldurdu.”

Amerikancı Evren cuntası tarafından aynı tarihlerde bir de Emirbeyoğlu Hamzabey’in yaptırdığı ünlü tarihi Zincirli köprümüz sökülerek yok edildi. Bugüne müzelik bir tek demir zincir bile bırakılmadılar! Efsanesi anlatılan Taşlık’taki kadın asker mezarlığının izleri de ortadan kaldırıldı.

Simala’nın kızından torunu olan Habib Koçal’ın anlattığına göre Karayemiş köyünden Gürgen’e giderken yol üzerindeki ve çevredeki bütün köylerin altından birbirine tünellerle geçiş vardır. Bu geçitler Mitra (Hilal) kültürüne işaret eder.

Yeni yıla güzel bir de güzel haberle girelim. Habib Koçal probiyotik ürünlerine yeni yoğurt mayası kattı, her eve öneriyorum. Kara üzüm asmasının kökünden gen aldı bal genomlu mayaya kattı. Bunun yoğurdu önceki propolis genomlu mayadan daha güzel oldu. Sabah aç karnına bir kâse, akşam yatarken bir kâse,  hem karaciğeriniz temizleniyor hem uykularınız düzene giriyor. Ailenize yeni yıl hediyeniz Koçal yoğurt mayası olsun.  Simala’nın torunudur, şifası ve bereketi beraber gelir.

2022 yılında hepinize sağlıklı ve bereketli bir yıl diliyorum.

Mahiye Morgül /31.12.2021