Bodrum ve Milas’ta Temmuz ayında, günlerce devam eden orman yangınlarıyla ilgili kafaları karıştıran kirli soruların cevapları yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor.
Köylülerin Avukatı Remzi KAZMAZ, Yangında ormanları, zeytinleri, ağılları kül olan; evleri zarar gören Çiftlik, Çökertme, Mazı, Fesleğen, Bozalan, Yeniköy, Aşağı Mazı köylülerinin zeytin tarlalarına Enerji Bakanlığı tarafından kamulaştırma amacıyla şerh konulması vatandaşın kafasını karıştırdığını söyledi. Kazmaz, “Herkes şaşkın. Özellikle yangından önce şerh konulması kötü bir tesadüf mü yoksa bu işin altında başka işler de var mı? T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Enerji İşleri Genel Müdürlüğü’nün 23.03.2021 tarihli bir genelgesinde bu konuyla alakalı ilgili Makamlara bir yazı gönderdi. Bakanlık tarafından gönderilen, 5346 sayılı yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun’un 4. maddesi kapsamında bu kaynakların daha etkili ve verimli bir şekilde bu alanların yatırımcılara tahsisiyle yatırımların hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesi ve bu yatırımlar çerçevesinde kurulacak Elektrik Enerji üretim tesislerini yurtiçi üretiminden temin edilmesi, ayrıca Kamu-Hazine ve özel mülkiyete konu taşınmazlara ‘’Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı’’ (YEKA) olarak belirlenmesi ve Resmi Gazete’de YEKA olarak ilan edilmeli” dedi
Avukat Remzi Kazmaz, “Yani Bakanlık kamu yararı adına hareket ettiğini sanarak vatandaşa sormadan, fikrini almadan, tenezzül edip bir toplantı dahi yapmadan vatandaşın arazisine, zeytinliğine KAMULAŞTIRMA amacıyla Tapularına ŞERH koydurarak Resmi Gazete’de yayınlamıştır.
Hiçbir Hukuk devletinde Yürütme; idare, iş ve eylemlerini böyle yürütmüyor, yürütemiyor. Ama işler başkanlık sisteminde böyle yürüyor!!!
İşte Bakanlığın yayınladığı bu genelge ile 9 köyde 19 alan, 21.03.2021 tarihinde 31430 Sayılı Resmi Gazete’ de RÜZGÂR ENERJİ adına (YEKA) olarak ilan edilmiştir. Yetmedi Bakanlık bir adım daha ileri giderek bu alanlarla ilgili düzenleyici bir işlem daha yaptı. Buna göre; bu alanların -söz konusu kanun maddesi hükmü gereği YEKA olarak ilan edilen alanların- kullanımını etkileyici İMAR PLANLARININ düzenlenmemesi, bu alanlarla ilgili imar planlarına re’sen YEKA olarak işlenmesi ve ilgili tapu kütüklerine ŞERH edilmesi gerekmektedir. Bu da yetmedi; Bakanlık bu konuda çok kararlı ve aynı zamanda coşkulu bir şekilde, adı geçen genelgeyle alakalı ilgili makamlara talimatlarını yağdırmaya devam ediyor. Bahse konu olan kullanılacak kaynağın doğallığının muhafaza edilmesi ve devamlılığının sağlanması, alanlardaki yenilenebilir enerji kaynağının karakteristik değerlerini değiştirilecek her türlü proje ve planlar için Genel Müdürlüğü’nün görüşünün alınmasını ve hiçbir tür engelleyici işlemin yapılmamasını gerektiriyor. Yani Bakanlık vatandaşın tarlasını, zeytinliklerini bir ana şefkatiyle koruyor. Bu korumayı kimin için yapıyor diye sorduğumuzda da cevap hazır; tabii ki de Devlet için, köylümüz için. Ama durum hiç de öyle değil. Bakanlığın bu genelgesi ile korunan çevre ve köylü değil, korunan sermaye. Biz defalarca söyledik: RES’ lere karşı değiliz, konuldukları yerlere karşıyız. Siz Yalıkavak’ ta 10 milyon m2 alana RES kurmak için hem kamunun hem de vatandaşın arazilerini acil kamulaştırma yaptınız. Vatandaş tepkisini gösterdi. Çünkü bu kamulaştırmaları halka sormadan yaptınız. RES’leri” de vatandaşın yaşam alanına kurdunuz. Sonra Mahkeme karar verdi, bu RES projesini iptal etti. Ama siz yine Bodrum Yarımadası’nda RES kurmak için yoğun çaba harcayarak Güvercinlik RES Projesi adı altında Kızılağaç, Yalıçiftlik, Kumköy, Çamlık, Pınarlıbelen ve Güvercinlik tepelerine RES kurdunuz. Yine halka sormadan, halkın fikrini almadan, halkın iradesine rağmen. Sonuç; Mahkeme bu projeyi de iptal etti. Hem de iki kez. Ama siz ne mahkeme kararlarına ne halkın bu konudaki tepkilerine hiç aldırış etmediniz ve Bakanlık üçüncü kez aynı bölgede RES kurmak için OLUMLU ÇED RAPORU verdi. Neden? Niçin? Nasıl? Bu soruların cevabı hiçbir zaman alınamadı” dedi
Av. Kazmaz, “Şimdi de yanan bu ormanları ıslah etmek, tekrar eski haline getirmek ve halkın kullanımına sunmak en doğru yol iken siz tam aksini yaparak, vatandaşa yine sormadan, onun tarlasına ondan habersiz ŞERH KOYDUNUZ. Önümüzdeki günlerde ise bölgeye RES direklerini kurmak için Acele Kamulaştırma yapacaksınız. Bütün bu yapılanları keşke halkla birlikte yapabilseydiniz. Tapuya şerh koyulan bölgeler aslında Dünya Turizmi için çok önemli alanlar. Bodrum’un enerjiye değil, turizme ihtiyacı var. Doğa turizmi-eko turizm için zaten halkın kendi içinde çalışmaları mevcut. Ev pansiyonculuğu bu bölgelerde yaygınlaşmaktadır. Bu doğa harikası alana 150 m2’lik elektrik santrali direklerini dikmek başlı başına bir doğa katliamıdır. Ayrıca bu bölgede kurulacak RES’ ler yaşam alanlarını da etkileyecektir. Bir Bodrum sevdalısı, bir çevre avukatı olarak orada yaşayan müvekkillerim adına size sesleniyorum: Bu projenin hiçbir kamu yararı yok. Bu nedenle bu projenizi bir kez daha gözden geçiriniz. Hatta yetkililerinizi bu bölgeye göndererek ciddi bir inceleme yapılmasını sağlayın. Sadece sermayenin değil, doğanın ve köylülerin de hakkını gözeten adil bir karar için bu çalışmaları mutlaka yapmalısınız. Sosyal devletin, Hukuk devletinin amacı da budur. Bu anlamda bu projeler mahkemelere taşınmadan, halk ile devlet karşı karşıya gelmeden mutlaka adil bir çözüm bulunmalıdır” dedi